31 Ağu 2010

Sarılar

Etek kalıp: Burda dergisi 2009/05
Model:116
Beden:34
Kumaş: pamuklu - likralı saten.
Sarı etek ve ceketi aynı anda dikememe rağmen aynı anda giyilemeyecek kadar boğucu buluyorum bu ton sarıyı. Kırmızıya sonsuza dek evet diyebilirim ama bu sarı tonuna karşı aynı şeyi hissetmiyorum. Bu iki parça da kardeşime hediye edildi ama etekten Suzy de ister bir tane!

Ceket kalıp: Burda dergisi 2009/10
Model: 128
beden: 36
Kumaş: pamuklu - likralı saten.
Bu ceket modelini İpekyol'da görmüştüm ve çok şirin bulmuştum. Yukarıdaki kalıba düz şeritleri fırfır olarak ekledim. Sarı renklisi kardeşime, beyaz renklisi de bana yapıldı (küsen darılan yok:).
Çok önce de Laçin bu modeli çalışmıştı. Harika bir renkle hem de!

30 Ağu 2010

Kafaya taçtan başka şey takma!


Şu acı ne tuhaf şey. Ruhun acımasından bahsediyorum... O acının sebebi her ne olursa olsun sonuçta hep bir şey kazanırız; bir yaş daha büyümek. Aslında hayatta geçirilen yıllar değil deneyimlerdir insanı büyüten. Sonuç olarak deneyimleri yaşamaktan kaçmazsak büyümüş oluruz. Kendimizi saksıdaki bir çiçek gibi kollar ve acı çekmemek için hayatın akışından uzak tutarsak bir gün kendimizden yaşça çok daha küçük insanları karşımızda bize hayat dersi verirken bile bulabiliriz. O gün herkesin davranışlarını inceler ama anlayamayız. Onları nasıl seveceğimizi ve affedebileceğimizi bilemeyiz. Kabullenemeyiz olup biteni ve şok oluruz... Bir bakarız ki aslında hayattan kopmayı seçmişizdir!
Bir arkadaşım yaşadığı bir sıkıntıdan sonra bana bu taçların siparişini verdi. Aynen şöyle söyledi:
-Bundan sonra kafaya taçtan başka bişey takmayalım kanka. Her renk taç yap bana!

Taçların sayısından sıkıntının büyüklüğü belli olmuştur herhalde;) Yok yok! Bence her acı kendince en büyük olandır. Çünkü sizin canınızı, paranızı kaybetmek sıkıyorsa demek ki henüz böyle bir şey deneyimlememiş ve bunun aslında size geçici bir sıkıntı vereceğini bilmiyorsunuzdur. Belli ki buna canınızı sıkabiliyorsanız daha değerli bir varlığınızı kaybetmemişsinizdir. Her deneyim bir öncekinden daha sarsıcı olacaktır çünkü bu bir tür sınıf atlayışı gibidir. Bence bu sınavlara karşı soğukkanlı olmayı öğrendiğimiz ve herkesi kendi sınavı ile başbaşa bırakabildiğimiz zaman kendimize ve başkalarına gereken saygıyı vermeyi öğrenmiş oluruz.
Yazacak daha çok şey var gördüğünüz gibi... Bu aralar sınıf atlamak, yaşlanmak ve büyümekle meşkulüm. Bu süreçte bazen içimden sevdiğim şeyleri bile yapmak gelmiyorken bunun hayatı ve özümü reddediş olduğunu hatırlayınca kalkıp biraz uğraşıyorum. Yine de insanın yeteneği ve yaratıcılığı ona ihanet edemeyen tek şeylerdir herhalde; ki her ruh halinde ona iyileştirici etki yapıyorlar.

27 Ağu 2010

Leopar aksesuarlar ve biraz anılar!


Kışın diktiğim leopar desenli kemer ve çantamı geçen gün ilk defa kullandım. Clutchların (el çantalarının) minicik olması alışılagelendir ama ben bu el çantamı daha büyük çalıştım. Gündüz kullanırken de çok işe yarıyor, çünkü yanımda olması gerektiği kadar çok parça eşyayı sığdırabiliyorum.
Öte yandan gündüz, spor görünüm için çantamı omzuma çapraz asarken gece içinse elimde kullandım.
Tulumum zaten siyah olduğu için gündüze de geceye de uygundu. Jarse ile diktim ve bu görüntü penye ile dikilenlerden daha şık bence. Kolları fırfırlı çalıştım yine (sanırım bu yazki takıntım fırfırlar), önde ise çok az bir degaje ile biraz daha kadınsı bir görünüm katmak istedim. Daha büyük degajeleri anneler çok zor kullanıyor. Çocukla sürekli eğilip kalkmak gerektiği için... Paçaların dekoltesine ise aşinasınız zaten. Çok sevdiğim bir görünüm bu benim. Hala da bendeki modası geçmedi.



Tabi gece için biraz abartılı küpeler fena gitmedi!


Yüzüğüm ise benim için çok özel bir yüzüktür, yazıyı güzel bir anıyla bitireyim:
Bu yüzüğü Lili'ye hamile olduğumu öğrendiğim gün doktora gitmeden önce almıştım. Tahta üzerine gümüş kakma olan bu yüzüğü aldığım gün müthiş yağmur yağıyordu. Doktorla olan randevuma ise daha çok vardı ve ben de öylece yağmurda dolaşırken birden Atlas Pasajına girdim ve bir dükkan buldum. İsmi "Takıntı" idi. Bu yüzüğü de oradan almıştım. Sonrasında doktora gittiğimde ise Liloşu ne doktor ne de ben göremedik! Meğer o kadar küçükmüş ki henüz görünmezmiş ultrasonda. Yine de doktor hamile olduğumu bana söylemişti ama elimde babaya gösterecek bir ultrason fotoğrafı yoktu, olan fotoğrafta da Lili yoktu:D. Babamızın yaklaşan doğum gününde ona Lili'nin fotoğrafını verme hayallerim de suya düştü...
Doktor tam 2 hafta sonrasına randevu vermişti. O zaman gittiğimde ise bana büyüklüğünü bir çekirdeksiz üzüm tanesi kadar diye tanımlamıştı. İki hafta için iyi bir büyüme ha?
Şimdi şu yukarıdaki çekirdeksiz üzüm tanesine de bakın:D

26 Ağu 2010

GD - pantalondan etek

Yazlık ince bir pantalonu GD'liyoruz şimdi de çünkü artık çok iyi tanıdığınız lekeleriyle meşhur arkadaşım Muji onu bolca lekelemiş. Aslında ondan bir şort yapmayı planlıyordum ama lekeler kabus gibi her yerdeydiler.
Hadi! Geçelim mi spor görünümlü eteğin yapımına? Sizler elinizde hangi tür pantalon varsa bunu onunla yapabilirsiniz. Yeter ki paçalardaki kumaş bedeninizi sarmaya yetsin. Yok sizinki yetmiyorsa artık eşinizin ya da sevgilinizinkine saldırın;)
1. Pantalonunuzu yere düzgünce koyun.
2. Dizlerden makasla ikiye ayırın. (Eğer bir kotunuzu kullanacaksanız dizlerin yıpranmamış olan yerlerine kadar kesin ki güzel gözüksün. Ayrıca kotunuzun orjinal bel kısmını da kullanabilirsiniz eteğinizin beline. Bunun için 2.şekildeki gibi kemeri de ayırın.) Ben paçalardaki bağcıkları bel ayarı için kullanacağım.
3. Paçaları da ikiye ayırın.
4. Paçaları etek şeklinde birleştirince her şey bitti ancak ben gidip pantalonun ceplerini de kesip eteğime taktım.

25 Ağu 2010

Lili ve aynası



Geçen hafta kardeşim (Üstü) bizdeydi. Ben de geçen sene ona diktiğim bu elbiseyi en sonunda dolaptan çıkarıp ona verebildim. Sizler için bir kaç fotoğraf çekelim derken Lili atladı karelere. "Anne ben de, anne beni de çek! Onu ÇEKMEEEEE! Sana diyoyuuum!" derken ben de; "Hep beraber poz verin hadi!" dedim.
Ben çektikçe Üstü pozları değiştirdi Lili de onu taklit etti. Aklıma kızkardeşimin küçüklüğü geldi fotoğraf çekerken. Aynı yaramazdı o da küçükken.
Sanki Lili'nin dev aynası gibiydi pozlarda ve geleceğinin yansıması gibi adeta...

Biraz da elbiseden bahsedeyim. Geçen senelerde bir reklamda şifonlarla çalışılmışını gördüğüm bu elbiseyi denemek için bu az esnek kumaşla diktim. Uzun bir dikdörtgeni omuzları oluşturmak için ikiye katlayıp yakayı oydum ve ortaya başka bir elbiseyi koyup şeklini çizdim (danço elbisenin ölçüleri buna gayet uygundur, 3. adıma kadar takip edebilir ve ondan sonra başka bir elbisenizi şekli çizmek için kullanabilirsiniz.) Hiç makasla şekillendirmeden çizdiğim yerleri diktim ve belde - dikişin hemen dışına makasla iki yarık açtım ve kemer yeri yaptım. Gördüğünüz gibi elbise vücuda oturuyor ama kenarlardan sarkan kumaş desenleri ile göz yanılması sağlayıp hatalarınızı saklıyor. Tabi elbiseyi bu kadar oturtmamak da mümkün. Fikri sevdiyseniz kendinize uygularken kendi vücut şeklinizi ve kumaşın esneklik oranını mutlaka göz önünde bulundurun.

19 Ağu 2010

Çantamın askısı - benim kemerim

Bir çok çantayı alırken, içinde onu omzumuza çapraz asmak için verdikleri uzun sap vardır. O uzun sapın iki yanında mutlaka çantaya takılacak iki kanca vardır. Dün dışarı çıkarken tam da "onu çantamdan atayım, nasıl olsa kullanmıyorum" demişken, aklıma o sapı kemer olarak kullanmak geldi ve hemen elbisemin üzerine taktım bile. Bu sabah da bu fikir üzerine varyasyonlar geliştirdim ve hani şu" kemere çiçek" modasını da yeri gelmişken değerlendireyim dedim.

Tek yapmanız gereken kancaları birbirine iliştirmek ve askının ayar yerinden belinize oturtmak. Artık siz de bir kaç çiçekle kemerinizi süslemek isterseniz atıl bir kumaş parçasını güzel birer çiçek gibi büzüştürün, sabitleyin ve arkasına broş iğnesi takın ya da sürekli öyle kullanacaksanız dikebilirsiniz de...
Fikir benim, keyif sizin. Bol keyifli eğlenceli bir gün diliyorum...

18 Ağu 2010

T-shirte yeni hava

Size sırtımı dönmedim millet, t-shirte yaptığımı gösterme çabasındayım.


Büyük beden bir erkek t-shirtü bir kadın tarafından giyilmek istenirse biraz evrim geçirmek zorundadır. Bu t-shirtün başına da minik bir mutasyon geldi. Bir kaç makas darbesi ve artık penye şeritlerle işte bensi bir kıyafet.
Tayt: pembe ince file kumaş, çorap kadar ince! (ben diktim.)
Şort: Kardeşimin eskiyen kotu (ben kestim.)

Kullandığım malzemeler:
  • 1. penye şeritler
  • 2. makas
  • 3. iğne iplik
  • 4. "L" beden errrkek t-shirtü
Yapılışı:
T_shirtün kollarını pembe çizgili yerlerden kestim ve penye şeritlerle büzdürerek düğümledim. Sırtta da, iç çamaşırı çizgisinden az yukarıda iki çizik keserek aynı penyeyi düğümledim. Bağladığım penyeleri fiyonk gibi dikerek sabitledim.

16 Ağu 2010

Pudra renkli- puanlı ceket

Ceket: Burda 2010/02
ModelNo: 101 Kumaş: pamuklu saten
Etek: Burda 2010/03
Model No: 105 Kumaş: pamuklu saten (likralı)
Kırmızı'yı kardeşime kaptırınca kendime yeniden bir ceket dikmem gerekti. Aynı rengi bulabileceğimi sanmadığım için bulup sevdiğim bir kumaşla aynı ceketi yeniden diktim. Bu sefer kolları daha farklı yaptım. Abartılı yakaya abartılı kolları takınca geneldeki iddialı görünüş benim hoşuma gitti ama sizin fikrinizi de çok merak ediyorum. Gerçi diğerinde de rengi çok iddialıydı, değil mi? Belki de iddialı olmayı seviyoruzdur biz hanımlar...

13 Ağu 2010

Erkek gömleğinden straples bluz


İşşşte bu kadaaaaar:)
Eşimin koluna mürekkep damlattığı gömleği arıtamadım. En son çamaşırsuyu ile yıkadım, rengi yeşilken sarardı, yine de leke bana mısın demedi. Biraz önce onu elbise yapmak için elime aldım ve kesmeden önce aynanın karşısında evirip çevirirken bu fikri buldum. Hem de dikmeden!!! Styleboom ve haramilerine bir fikir olsun:)
Yapılışını merak ediyorsanız aşağıdaki görüntüleri sırası ile takip edin.

1. Gömleğin kolları koltuk altımızda kalacak şekilde giyiyoruz. Kapanabilen ilk düğmeyi kapatıyoruz. (Yaka arkamızda yine yatık olarak kalıyor.)
2. Kolları kaldırıyoruz ve arkamızda kalan kısmın kırışıklarını düzeltiyoruz.
3. Kolları önümüzde bağlıyoruz.
4. Kollarla düzgün bir düğüm atıyoruz.
İşşte bu kadaaaar!

12 Ağu 2010

GD- Straples kot elbise

Üzerimdeki kot elbise bir zamanlar en sevdiğim kot pantalonumdu. Giye giye yıprandı ve beni en sonunda bıraktı ama ben onu bırakamadım. Yaklaşık bir yıldır bu fikir için dolabımda kumaşların en altında duruyordu. Artık çıkmasının zamanı geldi!
Fotoğraflarda bana eşlik eden taşlı turuncu gravatım bana annemin hediyesiydi. Uzun zamandır kullanmıyordum. Bu fotoğraf çekimimi çok eğlenceli kıldı doğrusu. Değişik bir aksesuar oldu. Bir de aklıma kışın bir gömlekle bu elbiseyi kombinleyip yine gravatımı takmayı getirdi. Siz ne dersiniz? Sanırım bir kota bu kadar eziyet edilir mi diye soruyorsunuzdur! Bana bu kadar yakışan bir kot daha bulamadım ben, onu bırakamam, beni anlayın...
Yapım aşamalarına yabancı değilsiniz. Bir GD kot elbisem daha vardı (tıklayın) ! Ancak orada eşimin kotunu kullanıp biraz bol olmasını sağlamıştım elbisemin. Burada ise kendi kotumu kullanıyorum ve bu derece üzerime oturabilmesi için de mutlaka likralı kot tercih ediyorum bir de düşük belli olması gerek ki beli geniş olsun ve büstümüze olsun. Kotun kemer kısmını önce büstünüze tutun da olacak mı olmayacak mı önceden kestirebilin. Yani şansınız yoksa boşuna kotu paralamış olmayın. Yok eğer şansınız var gibiyse birinci aşamada size makas gerekecektir.
1- İşte birinici adımda kotu yine iç dikişlerden ayırıyoruz ve ilk önce içinden geçip büstümüze kadar çekiyoruz. Bu ilk provamız! Üstünüze oturuyor mu? O zaman devam edin.
2- Kotu fotoğraftaki gibi tersten ikiye katlıyoruz. Arka paçalar üstü üste gelmiş durumda. Üzerindeki sarı çizgi gibi siz de öyle bir çizgi çizin. Bu ön ve arkadaki potlukları kaybettirmek için bir adım. Sonra da onları teğelleyin ve sıra ikinci provaya geldi. Üzerinize deneyin ve hala potluk varsa bunları azaltın (tabi yine teğelleyerek).
3. İşte bu aşamada fazlalıkları kesip atıyoruz çünkü kotumuz üzerimize oturtulmuş durumda değil mi?
Üzerinize tam olarak oturtacaksanız ve kotunuz yeteri kadar likralı değilse bu aşamada fermuar dikebilirsiniz kotunuzun arkasına.
4. Potluğu mümkün mertebe düzeltiyoruz.
5.Yanlardakileri bile...
En son da etek boyunu ayarlıyooruz ve giyiyoruuuuz.

10 Ağu 2010

T-shirt kurtarmaca

Bu kaçıncı çamaşır suyu kazalı kıyafet tam bilmiyorum ama Muji bunları lekelemeye bıkmadıkça bu postları okumaya devam edeceksiniz gibi görünüyor. Gerçi her seferinde hayal gücümün tariz edilmesi de bana ayrı zevk vermiyor değil!
Bu t_shirtte lekeler (nasıl yaptıysa artık:) arkasında. Bel bölgesinde. Sanırım çamaşırsulu tezgaha yaslanmış olabilir. Peki arkasındaki sorunu nasıl hallederiz? Aşağıdaki fotoğraflara bir göz atarsanız siz de lekelerin geniş bir alanda yayılmış olduğunu göreceksiniz. Ben de bu geniş alanı eşit aralıklarla (yaklaşık 1cm) sıra sıra kestim ve elimdeki farklı penye şeritlerini oraya hasır gibi ördüm (3.fotoğraf). Sonra omzuna da aynı kesiklerden 3 tane yaptım ve oraya da o şeritlerin devamını ördüm. Artan ipleri önümden sarkıttım ya da üst fotoğrafta görüldüğü gibi kolye gibi diğer tarafa dikmeyi düşündüm ama karar veremedim. Eminim Mujinin benim fikrimden çok daha iyi bir fikri vardır her zamanki gibi. Ya da sizlerin!

Gelelim uçuk- kaçık, rengarenk, file taytıma. Geçen kış dikmiştim ama giyip size gösterememiştim. Sıradışı şeyleri seviyorum ama onları giyebileceğim ortamlara çok seyrek girdiğim için hevesimi onlardan alamadan modaları geçiyor. Olsun, lazım olur, bulunsun;) Onlardan vazgeçemem. Beni ben yapan nüanslarım onlar benim.

9 Ağu 2010

Lili Havuzda

Lili ile hafta sonu havuz keyfi yaptık anne kız. Tabi Suzy bütün gün Lili'yi minik havuzda beklerken sıcaktan kavruldu ve görev aşkından bir kez bile kafasını sokamadı o masmavi serin suya. Tabi gün sonunda suyla oynamaktan yorulan bir Lili ve güneşin fena tokatladığı bir Suzy devrildiler yenik savaşçılar gibi yataklarına. Amaaa sizler için bir kaç havuz başı fotoğrafı da çekmeyi ihmal etmedim bu eğlenceli haftasonundan.
Lili'nin elbisesini penyeden bir gece öncesinden diktim. Derin göğüs dekoltesini saten bir gülle sonlandırdım. Sırtını da açık bıraktım. Size kimi hatırlattı?
İşte elbisenin önden ve yandan görünümü. Belini de saten lacivert kurdele ile bağlıyorum. Şapkayı geçen seneden hatırlıyor olabilirsiniz, hala kafamıza oluyor.
Şimdi ben bir dahaki haftasonunu sabırsızlıkla bekleyeceğim çünkü hafta arası Lili anneannesinde kalıyor ki ben ders çalışabileyim.

6 Ağu 2010

Kırmızı güllü taç


"Bir kırmızı gülün eksikti Suzy" demeyin! Eksikti! Yaptım, taktım.
Ayrıca üç kuruş fazla olsun kırmızı olsun diyenlerin diyarında (Trakyada) kırmızı her zaman favori renk.
Her renk tacım olana kadar taç yapmaya devam...

5 Ağu 2010

GD- Sandalet

Geçen yaz indirimli diye aldığım siyah sandaletleri öyle ruhsuz görmekten sıkıldım ve biraz değişiklik yapmaya karar verdim. Önce üzerlerindeki yapışkanı tutmayan parlak bandı çıkarıp attım (alttaki fotoğrafta). Sonra biraz da sade mi kullansam diye düşündüm ve bir kez de sade giydim ama onları hala ruhsuz buluyordum. Size de olur mu bilmem ama kıyafetlerim benim enerjime umadıkları zaman onları kullanamıyorum. Ben de hemen aurama uydurayım dedim şu bebekleri.
Önce boncukçudan sevdiğim renklerde kum boncuk aldım. Bu boncukları siyah boncuklarla karıştırdım ki siyah ağırlıkta olsun yine. Kum boncuklar için boncuk iğnesi ve boncuk iğnesinden geçecek kadar ince misina (ya da sağlam naylon ip) da bulunca başladım dikmeye. Korkmayın! Elde dikmek derken aslında bunları ayakkabıya dikmiyoruz. Sadece en alttaki fotoğrafta gösterdiğim gibi ayakkabının dikişine misinamızı taktırarak diziyoruz boncukları. Parmağımın üzerine yüzük gibi yerleştirdiğim süsü ise yuvarlak kestiğim bir keçeye boncukları sıra sıra dizerek yaptım. Silikonla da yapıştırdım. Bu kadar!
Geçen senelerde bu tekniği italyan sandaletimi değiştirirken bulmuştum. Çok şık abiye haline geldiler.
Burada da diğer sandalet değişimlerine göz atabilirsiniz.

4 Ağu 2010

Çiçekli basma - tulum

Evdeki basmaları hazır çiçekli modası varken azar azar değerlendireyim dedim. Şort kısmını eteğe benzetmek için kalıbı keserken biraz makası açarak kestim kamuflaj desenli tulumdaki gibi (kumaş yettiğince tabi). Cıvıl cıvıl oldu. Bu da kardeşe gidecek, umarım beğenir!
Benim ince tulumum da bu yazlık şurdaki çizgili olan.

3 Ağu 2010

GD- Güllü çanta


Etek kalıbı Burda 2010/04 (penye ile uygulayınca böyle dökümlü oldu.)
Kemer; ben yaptım
Zincir Kolye; gene ben yaptım.
Beyaz çantaların kaderidir eskiyip lekelenmek ve sadece bir yıl kullanılıp kenara atılmak.
Her yaz beyaz çanta almaktan bıkanlar için eski çantalarını Geri Dönüştürerek (GD) yapabilecekleri çok pratik ama bir o kadar da zarif bir fikir.
Öncelikle kullandığım malzemelerim şöyle;
1- eski beyaz çantam
2- annemin tül perdesinin eteğini kısalttıktan sonra artan parçası,
3- silikon tabancam,
(2 gün sonra-NOT: Çantamı iki gündür deneme amaçlı kullandım ve 2-3 gülün attığını gördüm. Silikonunuzu çok iyi ısıttıktan sonra yapıştırın çünkü ilk önce fazla ısınmadan yapıştırdığınız güller atacak. Geri kalanı da atarsa sert yapıştırıcıyla (502) yapıştırmayı düşünüyorum ama bu çalışmayı henüz yapmayanlar kumaş tutkalı denerlerse sanırım daha başarılı bir çalışma olur kullanım için. Tekirdağ'da olmadığı için ben deneyemiyorum:( Deneyen olursa bize test edilmiş sonucu bildirsin çok rica ederim! Teşekkürler, iyi eğlenceler... )
4-makas ve mum.
Yapımı: Gülleri yapmak için öncelikle tül perdeden (ya da elinizdeki kumaşınızdan) 3 cm genişliğinde ve 1m uzunluğunda şeritler kesin ve kenarlarını mumun alevine tutarak hafif yakın. Bu arada önemli olan mumun üstüne kumaşınızı getirmemeye çalışmak çünkü kumaşı karartır.
Sonra bu şeritin bir ucunu tutup 1 cm katlayın ve silikon sürdüğünüz çantanıza yapıştırın. Devamında silikonu hep o tomurcuk yaptığınız kısmın etrafına sürecek ve kumaşı hep etrafında dolaştıracaksınız. Dolayısıyla silikonu şöyle gülünüzün göz kararı orta kısmına sürün ki etrafında dönmek için yeterince yer kalsın. Yapıştırırken de sürekli kumaşınızı burarak gidin. Arada silikon fazla soğumadan elinizle bastırarak gülün iyice yapışmasını sağlayın çünkü tüller yaramazlık yapmayı seven kumaşlardır, kayar ya da kendilerini tutkaldan atarlar (elinizi de yakmamaya çalışın). Bu kadar basit işte. Bütün çantayı bununla kapladıktan sonra kendi emeğinizle, sezon modasında çok zarif bir çantanız oldu bile.
Aynı teknikle kemerler de yapmıştım. Tabi onları yaparken şerit kumaşların kalınlığına göre inceliğini ayarlayın.