28 Oca 2011

Deri Elbise

Burda 2010/03
Model:103
Geçen sene diktiğimi deri elbisemi bir türlü sizinle paylaşamamıştım ama ziyanı yok sanırım, deri elbiseler hala moda olduğuna göre... Üzerinde hiç bir detay olmayan elbisemi dantelli ya da rengarenk çoraplarımla giyiyorum. Hatta çok sık yaptığım bir şey var ki o da renkli çorabımın üstüne dantel ya da file çorapları kullanıyorum. Daha farklı görüntüler oluşturuyorum elimde olan çoraplar. (Burada da bir örneği daha var göz atabilirsiniz.)

27 Oca 2011

Deri kolye ve küpe


Kenarda kalmış bir deri parçasını kolye ve küpe aksesuarlara dönüştürdüm. Tasarlamak için bir şablon filan kullanmadım ama elle deri parçasının arkasına yaprak şekilleri çizdim ve makasla deri parçasını ikiye katlayarak yaprak şekillerini düzgünce kestim. Gerçi kolyede bir simetri aramadım çünkü son zamanlarda asmetrik yakalar çok dikkatimi çekiyordu ve onların ilhamı ile bu asimetrik kolye çıktı diyebilirim. Kolyeyi bağlamak için ve küpelerde de zincir kullandım.

Kolye bana biraz büyük geliyor çünkü bu takımı bir arkadaşım için tasarladım aslında. Kim olduğunu söylemeyeyim de sürpriz bozulmasın. Gerçi iş yoğunluğundan bloğuma artık uğrayamıyor ama olsun... Yine de söylemeyeyim ben.

26 Oca 2011

Çok tatil yağınca kar olur!


Dün okuldan dönünce baba ile cep telefonundan görüşen Lili'ye babası yollardaki kar durumunu sorar...
Baba: Yollarda çok kar var mı kızım?
Lili: Ooo baba çok karr yağıyorrr ("R"ler hala vurgulu...) !
Baba: Çok mu yağıyor babacım?
Lili: Baba, çok tatil yağınca karrr olurrmuş dedi arrkadaşım bana okulda.
Sonra bu cümleyi bir kaç kere daha tekrarladı, sanırım bir yerlerde hata olduğunu sezdi ama karrın heyecanıyla bulamadı.

 Bu sabah da okulların, çok tatil nedeniyle kar olduğunu (hahahaaaaaaaa büyüyünce bana çok kızacak bunları okurken:) öğrenince evde kaldık ve biraz sonra kar topu oynamaya çıkıcaz. Çıkmadan önce sizler için ona diktiğim eteği, ceketi ve tozlukları fotoğrafladık. Eteğinin kumaşı babamızın pantalon paçalarından Geri Dönüşümlendi. Hani kendime yüksek belli şort yapmıştım üst kısmından, bazılarınız da paçalardan ne olacak diye merak etmişlerdi...
Geçenlerde sınav dönemimde Lili "Anne bana bir elbise dikmeye ne dersin?" diye kibarca sorunca en pratik bunu yapabildim 15 dk'da. Süsleri ise, deriden kestiğim çiçek ve yaprak şekillerini kumaş yapıştırıcısı ile eteğe yapıştırarak yaptık beraber. Çok beğendi tabi ki...

İşte yukarıda çiçeği daha yakın plan çekmeye çalıştım. Lili'nin taktığı şalı da ben örmüştüm. Ceketimizdeki altın düğmeler ise saçları ile çok uyumlu.

Ceketin yakası kolları ve ayağında tozluk olarak kullandığım peluş aynı. Botlarının üstüne indiriyoruz tozlukları annesi gibi:D

25 Oca 2011

Sevgilisini Arıyor


Moda Dünya'nın sevgilisi olmak  
ve 14 Şubat günü bu çantanın sahibesi olmak için tek yapmanız gereken...

-Moda Dünya blogunun izleyicisi olmak,
-Facabook/Twitter sosyal sayfalarınızda bu haberin linkini paylaşmanız,
.........
devamı için Moda Dünya'yı ziyaret edin ve sevgililer gününde sevgiliniz bile olmasa bu çanta ile mutlu girin... 
Herkese bol şanslar...

Kalp akımı


Somon renkli triko tunik arayıp durdum ama bulamayınca  Colin's marka ekrek kazağının XXL bedenini alıp kendime tunik yaptım.

İşte yukarıda, 1 numarada somon kazağın XXL hali.
2 numarada ise kolları kesiyorum ve gerektiği kadar daraltıyorum, yetmiyor sonra daha çok daraltıyorum.
3 numarada kazağın istediğim yerine kocaman bir kalp çizip danteller ve pullarla işliyorum.
Son olarak da aynı dantelden bir fiyonk ekliyorum kazağıma.

Kalpleri bu aralar çok sık göreceğiz ve sanırım bu kalp sevdası yaza da sarkacak gibi. Asos'ta gördüğüm kalpler en büyükleri üstelik elbiselerde bile var...

Dümdüz somon rengi ile de harikaydı tuniğim ama ben biraz süslü olsun istedim çünkü aynı kazaktan eşime ve teyzeme de aldık. Biraz farklı olması iyi oldu.

24 Oca 2011

GD- Kazaktan hırka


Çok sevdiğim kazağımı sadece bir kaç kez giyebildim. Kollarındaki demirler yıkama aşamasında küf yaparak onu kirletti ve (neyse ki) ön tarafta lekeler oluştu.  Kazağı hırkaya çevirdim ve ön taraftaki lekeleri bu peluşla kamufle ettim. Laf aramızda modanın arkasına sığınıyorum peluşlarla. Bir de tozluk diktim ki birbirini tamamlasın. Geçen sene püsküllülerini yaptığım şekilde uzunlarını diktim.

Yapım aşamasını yazacağıma söz vermiştim yelek yazımda. İşte kendimi affettiriyorum sizlere:
1. Nolu fotoğrafta kazağımı tam ortadan keserek hırkaya çeviriyorum. Bu aşamadan sonra elle dikerek kenarları tutturabilirsiniz kaçmadan makinanız yoksa tabi.
2. Bu fotoğrafta da transfer kağıdını sağ tarafta gördüğünüz gibi bir tarafa koyarak hırkanın şeklince çizip kestim. Sonra da aynı şekilde peluşa aktardım. Kesim aşamasında kıvırma payı olarak kenarlardan 1 cm etek kısmından 2 cm bıraktım.
Son olarak da kollara da birer şerit diktim. Puffy oldum:)
Yelekteki fark ise önceden kollarını tozluk olarak kesmemdi. Sonra bolero gibi daha kısa boya getirdim yeleği. Ortasını aynı şekilde açtım ama sadece kenarlara 10cm genişlikte peluş diktim.
Elle dikmesi kolay makinası olmayanlar da zevkle yapabilir.

21 Oca 2011

Düğümler sokağa


Geçen sene ünlülerin özel gecelerde giydikleri düğüm detaylı etekleri günlük hayata nasıl taşırız diye düşündüm. Sıradan bir kumaşı bu sıradışı modelle günlük kullanabilir miyim diye düşündüm. İşte 2010'da sıkça moda podyumlarında ve ünlülerin üzerinde gördüğümüz modelin sokağa uyarlanmış hali...

Bir bütün olarak biçtiğim yarasa kollu elbiseyi, eteğine taktığım şeritleri düğümleyerek hareketlendirdim. Şeritler yan dikişlere büzdürülerek dikildi. Boyun oyuğunda da 15 cm genişlikte bir şeridi burarak kullandım ve onu oraya monte ettim.

Kumaş türü olarak ben yine esnek triko kullandım. Renkler de günlük hayata uyumlu. Bu iş oldu!

19 Oca 2011

Maxi gri

Kalıp: Burda 2009/2
Model: 108A (bluz modeli)

Bu kış maxi etek ve elbiseler giyileceğini anlayınca kendime diktiğim bir elbisem bu. Mağazalarda, dergilerde sürekli gördükçe kışın da uzun elbise görmeye gözüm hemen alıştı. Üstelik kışın uzun etek giymek kısa giymekten daha sağlıklı soğuklar açısından. İyi oldu bu moda bana, ben çok üşürüm de...

Kumaşı yeterince çarpıcı olan bir elbise ama genel olarak sade bir kalıbı olduğu için onu annemin verdiği bir eşarpla renklendiriyorum. Bir de renkli çoraplarla tamamlayınca tarzıma yaklaşmış oluyor. Eşarp yerine belki uzun kolye de tercih edilebilir ama ben uzun kolyelerle başedemiyorum bu yüzden böyle yumuşacık eşarplar ve fularları daha sık kullanıyorum.

Şimdi peluş paltomla giyiyorum ama ilkbaharda deri ceketlerimle kullanmayı planlıyorum. Hatta kürk yeleklerle de iyi bir kombinasyon elde edilir.
Varyasyonlar çok ama benden bu kadar. Suzy derslere kaçar...
Yarın dört sınav birden olup bu işi bitiricem canavar gibi. Dua edin anacım. Bunun bana iyi geldiğini ve dileklerimin gerçekleştiğini fark ettim. Seviyorum sizi ve desteğinizi.
Seviyorum...

18 Oca 2011

La Plus Belle Pour Aller Danser

Sylvie Vartan

La Plus Belle Pour Aller Danser (1964) 

Yaklaşık on yıldır her sıkıntılı anımda aklımda çalıp duran bu şarkıyı bu günlerde sürekli dinliyorum. Zorluklara gülümsememi sağlıyor bu şarkı. Ani bir terslik olunca hemen "La plus belle pour aller danseeer:)" diyorum içimden ve devam ediyorum hayata. Yani her şeye rağmen devam etmemi sağlıyor bir şekilde. Her seferinde gözlerimi kapatıyorum ama başka bir hayalle dinliyorum onu. Bazen kuru bir sonbahar yaprağı olup fırtına ile denize savrulup düşüyorum ve yüzüyorum sonsuza dek, bazense bembeyaz bir tüy olup döne döne süzülüyorum gökyüzünden ama hiç konmuyorum yere. Bazen yağmurda ıslanıyorum yeşil çimenlerin üstünde çıplak ayakla yürürken bazen de karların üstüne atıp kendimi kalıbımı çıkarıyorum ve ona gülüyorum hayalimde. İşin ilginci de kimse ile paylaşmadım bunu bu güne dek. Bunların hepsi hep içimdendi.

Play tuşuna basınca 1964'e yolculuğa çıkacaksınız hazır olun, çünkü şarkı 1964'te yirmi yaşlarında olan Sylvie Vartan isimli ünlü bir şarkıcı tarafından seslendiriliyor. Siz de gözlerini kapayın dinlerken derim. Hayalleriniz sizi nereye götürecek çok merak ediyorum. 

Sevgilerimle...

4 Oca 2011

Lili - kar tanesi


Yumuşacık kaşe kumaşla dikilmiş krem beyaz bir elbise ve üzerine pullarla işlenmiş bir kar tanesi ile girdi Lili yeni yıla. Elbiseyi annesi dikti elbette. Çorabında ise file görüntüsü ile çok şıktı. Annanesi onu beğenince tek ayağının üstünde mutlulukla döndü.
Lili çok sevinçliydi bütün gece. Hele Noel Baba'nın gizlice kapının önüne koyduğu hediyeleri görünce hangisini daha önce açacağını bilemedi. Kendi hediyeleri bitince hızını alamadı, teyzesinin hediyesini de açmak için kıvrandı. Sonra yeni masal kitaplarını okuttu anneye bir bir, sonra da yeni yap-bozu yapıp bozdu bir kaç kez. Harika bir geceydi!
Amma velakin 2011, 2010'dan kalan" Hastalık" mirasının varisi oldu. Sanırım hangi gün hangi hastalığa geçtiğini bilmiyorum Lili'nin. Hangi virüs nerede bizi bırakıyor da, nerede diğer virüs aktif oluyor artık kestiremiyorum. Hem hastalıklar hem de benim de sınav dönemim olması dolayısı ile sizi biraz ihmal edersem lütfen unutulmuş hissetmeyin!
(Suzy'nin ensesindeki bozalar pişince huzurla görüşürüz yine; )
 Hepinize SAĞLIK dolu bir 2011 dilerim, ballı-tarçınlı yeni yıl kurabiyelerim...