30 Ara 2009

Leopar elbise ve şapka taç

Bu kumaşla kemer yapmaya oturdum geçen gece. İki kemeri kesince durdum ve diğer kumaşlara geçtim. Gece ilerledi durdu ama içimden bu kumaşla elbise dikmek geliyordu. Nasıl bişey yapabilirim diye burda dergilerini karıştırırken 2009/08 sayısında 114 numaralı bluze rastladım. Kumaş uygun diye düşünerek onu dikmek istedim ama gecenin o saatinde kalıp çıkartmak içimden gelmedi, üstelik Lili kağıdın sesinden uyanabilir diye kendimce kalıpsız kesmeye çalıştım. Sonra oldu mu diye meraktan teğelleyip üzerimde denedim ve gördüm ki epey yaklaşmışım modele. Hemen de bir aksesuar yapmak istedim elbiseye o anda ve bu şapkalı taç çıktı ortaya. Kumaş modaya uygun belki ama ben bu rahat mini elbisemi çok sevdim sanırım leoparın modası geçince başka kumaşlarla da bu modeli taşıyabilirim. Yine de bir kumaşın verdiği heyecana bakar mısın? İki kemer, bir elbise ve bir taç şimdilik. Sanırım birkaç şapkalı taç daha çıkar.

29 Ara 2009

Taçlar

Böyle güzellikleri hep internette gördüm. Gözüm alıştı da bana yakışacağı aklıma bile gelmezdi. Her şey annemin bir fularlı tacı fularını çok beğenip, söküp almasıyla başladı diyelim. O fularını aldı, atılmaya kıyılamayan tacı da bana kalmıştı. Sonra, şu dizi yok mu "Hanımın Çiftliği". Çok severek izliyorum ama bütün zevkimi alt üst etti. Oradaki cici minik şapkalara bayılıyorum. Bu aralar da moda tabi, şarkıcılar takınıp duruyor minik şapkaları saçlarına. Çok beğeniyorum ama takabileceğimi düşünmüyorum, şöyle şapkadan az küçük, çiçekten az büyük ve kalıplı bişey yapsam dedim kendi kendime. Öyle de oldu, bu olayların hepsini birleştirince şu siyah renkli taç çıktı ortaya. Annemin atılmayan artık tacı, internetteki kokoş taçlar ve Güllü pardon Serap Hanım'ın şapkaları beni bu taçları yapmaya itti (ismini değiştirdi ya o:).
Bir gün bu siyahını takıp Tekirdağ'da gezmeye çıktım tepkiler şöyle oldu: liseli kızlar bana tuhaf tuhaf bakıp kikirdeştiler, erkekler beğenerek uzuuun uzun bu ne garip süslü bir anne diye düşündüler muhtemelen, hanımlar tacı beğenip bu nasıl bişey - bu kız düğüne mi gidecek, nereye, ne takmış bu tacı? der gibi baktılar. Ben de içimden Güllünün dediğini söyledim. "Amaaaan, arkamdan ne derlerse desinler, yüzüme karşı hanfendi deycekler yaaaa:)" Tekirdağ gezmem Prensen Bijuteri'de bulduğum %50 indirimli aldığım birsürü sade ve süslenmek isteyen taçlarla bitti. (Siteleri güncellenecekmiş bu arada ama indirim haberimi tıklayarak doğrulayabilirsiniz elbette.) Bense devam ettim taç süslemeye ve bu leoparlı çiçekli tacı da yaptım. Hatta ve hatta şapkalısı bile var ama o yarın ya da öbür gün:) takipte olun anacııım:)

28 Ara 2009

Sofralarda leopar



Leopar deseni moda olduğundan beri canım sürekli bu deseni görmek istiyor. Hatta ve hatta yemekte bile.
Bu yaz bir arkadaşıma ev hediyesi olarak verdiğim, geri dönüşüm projesi olarak sizlere de yayınladığım ayçiçekli peçete halkalarından sonra yeni peçete halkalarını da başka iki kız arkadaşıma hazırladım. Fotoğrafta üstteki model Muji'nin oldu. Alttaki hala sahibine gidip onları hediye etmemi bekliyor. Bu özel peçete halkalarım çok beğenildi ve Muji'nin iki arkadaşı tarafından sipariş aldım. Onların çalışmalarını da en kısa zamanda bitirmeye çalışıp sizlerle paylaşmaya çalışacağım. Böyle ufak tefek ciciler yapmak çok zevkli ve ev hediyesi olarak da alana inanılmaz mutluluk veriyor. Aklınızda bulunsun! Üstelik her özel sofrada sizin hediyeniz göz önünde duracak ve siz hatırlanacksınız. Hediye verirken de amaç bu değil midir?
Peçete halkalarını hazırladıktan sonra, çok güzel peçete halkaları yapan keyiflihobiler yazarı Nur'un tavsiyesi üzerine ben de özel bir kutu yapıp onun içinde sunmak istedim hediyemi ama bu kutu yapma işi bana göre değilmiş. Pek altından kalkamadım anlayacağınız. Daha çoook çalışmam lazım çok:)

25 Ara 2009

Es®ac@ çiçekli kemer

Esracaa.blogspot.com bloğunun sahibesi Esracaa benden ve Stil Direktöründen aldığı cicilerini burada yazmış. Benden aldığı obi kemere minik çantadaki gibi bir süs istedi ve ben de hemen müdahale ettim. İlk defa burada görecek ve umuyorum ki beğenecek.
Esra bir de "Butik Kozmopolit"i kurmuş. İçinde yok yok öyle söyleyeyim. Yeni yıla az kaldı ve hala hediye fikri olmayanlar belki eksik hediyelerinin hepsini onda bulabilirler. Bir göz atarsanız ne dediğimi anlarsınız. Keyifli alışverişler.

24 Ara 2009

Boncuklu Omuzluk


Yaptığım omuzluklarımın son parçasını çok geçe bıraktım yayınlamak için (ama malum, GD-kot elbiseyi fazla bekletemezdim, heyecanımı hemen paylaşmak istedim). Yine de sıra gelebildi. Bu sefer de burada kullandığım parlayan kurdelenin parlamayanı ile çalışıp bu günlük t_shirtümü süsledim. Elbette yine takılıp çıkarılabilen bir durumda ancak diğeri gibi iki taraflı değil kullanımı. Boncuklarla süsledim.
Bu boncuklar ve taşlarla süslemeler çok ünlüydü geçen yıllarda, özellikle gelinlik modellerde. Bu omuzluk modasına bu şekilde uyarladım, günlük bir şekilde daha sade boncuklarla kullanılabilir diye düşündüm.
T-shirtümün yakasına da aynı kurdeleden geçtim ki yakası çok fazla esneyip açılmasın diye. Çünkü penyelerde bu kadar açık yakalar bir anne olarak çocuğumu taşırken sorun çıkarıyor, sürekli dik de duramıyorum, eğilip çocuğu ya da yere düşürdüğünü alırken neyi kollayacağımı bilemiyorum. Çocuğu mu, açılan dekoltemi mi, omzumdaki çantamı mı... Bu böyle uzayıp gidiyor. Ben de böyle ;kıyafete uyan ve fazla esnemeyen bazı şeritleri çözüm olarak kullanıyorum. Hatta yaka kenarındaki minik bir defomu bile kapattı. Daha ne isterim bir kurdele şeritinden:)

23 Ara 2009

Pelerin elbise

Geçen haftalardan birindeydi, nasıl olduysa Derya Baykal'ın programını bu sefer ben kaçırmışım annem izlemiş. Derya Hanım üzerine bir şey giymiş ki annem anlat anlat bitiremedi. Ben de anlaya anlaya bunu anladım. Gel gör ki annem bunu anlatmak istememiş ama neyi anlattığı da tarafımda halen muamma. Yapamadığım pelerine çeki düzen verdim ve baktım ki elbise ya da tunik olarak da kullanılabilir. Tabi bu pelerin salaş giyinmeyi seven özel birine hediye gidecek ama bloğum da elbisenin anlatımından nasibini alacak.Yapacağınız şey çok basit.Kumaşınızı (170*170 cm esnek triko) ikiye katlayın (triko kullanıyorsanız örgüler aşağıya yönlenmelidir, yatay olursa elbiseniz aşağıya doğru esneyecek ve çirkin duracak), sonra da dörde. Noktalı çizgili yerlerde kat yerleriniz durmakta (1.resim). Yaka, kol ve eteği kırmızı ile çizilen yerlerden kesin. (Yakayı istediğiniz gibi oyabilirsiniz, ben misalen çizdim.)
Ebat ve ölçülere gelince, kendinize uyması için kumaşın enini iki elinizle tutarak açın (kesmeden önce yapınız:). Tuttuğunuz kadarı sizin kollarınız için fazlası ile yeterli olacaktır. Boyu içinse omzunuzdan çift kat kumaş boyunu tutun ve nerenize gelmesini istiyorsanız o şekilde ayarlayın diyelim ki dize. Hatta ben bu kumaşı alırken yapıyorum ki aşağı yukarı ne çıkar bu kumaştan fikrim olsun.
Ölçü verdiğim pratik elbiselerde aldığım bazı yorumlarda, bazı arkadaşlar bazı modellerin üzerlerine olmadığını söylemişlerdi ben de kendi yaptığım gibi pratik yollu ölçü almayı anlatayım dedim bu model için.
İlle de sayı isteyenler; sayılarınız resimde verildi kızlar, gerekli düzeltmeler yapıldı. Kolay gelsin:)
Geçelim ikinci resime. Birinci resimdeki gibi kesip elbiseyi açarsanız bu şekilde bir parçanız olacak çift kattan. Aynen kırmızı yerleri dikin ve yakayı istediğiniz gibi bitirin. Ben çok sevdiğim kıvırcık yakayı yine yaptım ve parlak bir düğme ile bitirdim yaka süsünü. Kollara da ince lastik geçtim. Büzgülü oldular ama arzuya göre isterseniz açık da kullanabilirsiniz. Dikerken en iyisini göreceksiniz zaten. Hem kolları kısaltmak gerekiyorsa ayarlarsınız.
Kumaş seçerken de çok esnek bir triko kullandım. Kumaşınızın çok olmasa da biraz esnek bir yapıda olmasında fayda var bu tip pratik modellerde. Bu model içinse sanırım dökülen kumaşlar daha şık durur ama bu benim fikrim tabi.

22 Ara 2009

GD - Kot elbise


Eşimin eski ve yırtılan kotlarını sık sık değerlendirdiğimi biliyorsunuz. Bu sefer de aklıma bir elbise dikmek geldi. Denedim ve oldu da. Baştaki (GD: Geri Dönüşüm) harfleri bu yüzden oraya koydum. Artık "GD" yazdığımda bilin ki eski bişeyleri değerlendirmişimdir. Bu şifremiz olsun.

Böyle birşeyi giyer misiniz bilmem ama bazen bana tuhaf tuhaf bakılması hoşuma gitmiyor değil yolda. "Bu üstüne ne giymiş?"der gibi bakışlar, "Yaaa, çuval giysem yakışır naaabeeer!" diyesimi getiriyor o tuhaf bakışlara;) Belki ben bunun bir kot pantalon olduğunu bildiğim için bana tuhaf geliyordur bilemem. Mesela siz ilk gördüğünüzde bunun kot pantalon olduğunu anlamışsanız yüksek ihtimal o tip bakışlar bana yönlenecektir.
Nasıl yapıldığını ise elimden geldiğince anlatmaya çalışacağım ama başarısız olursam beni affedin. Yapmak, anlatmaktan daha kolay geliyor bazen.
Belimdeki kemeri Adil Işık'tan bir sezon sonu indiriminden süper uygun bir fiyata almıştım (hem de 3 rengini birden). Bu lacivert olanı da bana "Neden aldım? diye düşündüreni. Neyse ki Deichmann'da bu ayağımdaki minik botları da çok uyguna buldum (30TL) ve onları takım yaptım. Artık ikisini de değerlendirebilirim. Botun derisi lacivert renkli ve inanılmaz yumuşak (bu fiyat için). Meraklısı gidip mağazasında baksın çünkü sitelerini taradım bu modele rastlamadım. Hem mağazada, normal fiyattan, nubuk ve bej olanını da görürsünüz; ki kendisi çok süperdir:)
İndirim haberini de verdikten sonra geçelim yapım aşamalarına:

1: Paçaları 1 nolu resimdeki gibi keserek boydan boya dikiş kenarlarından açın. Yani ağını mağını hepsini açın.
2:Üstte ceplerin hemen yanlarını da kollar için gerekli olduğu kadar açın.
3: Şimdi omuzları için, üsten biraz iğne ile tutturarak kol açığının yeterli olup olmadığını kontrol edin üzerinizde deneyerek. Aynı zamanda üstte omuzlarda ne kadar yeri dikeceğiniz belirleyin. Bu üst kısım sert olduğu için elle tutturdum ben. Sonra cepleri astarlarına dikerek, makara lastikle büzgü yapacak şekilde elimle büze büze diktim. Aynı büzgüleri kolların etrafına da yapıp üst kısmı toparladım.
4: Ön ve arkayı önce teğelleyerek dikin ve üzerinizde deneyerek oturtun. Sonra makina dikişini geçin. Hatta ben yanlardan bile azıcık alarak modelin üzerime oturmasını sağladım ancak tamamen değil çünkü fermuar dikişi ile uğraşmak istemedim, elbise biraz bol anlayacağınız. Rahat yürümek için önden ve arkadan yırtmaçlar da bıraktım.
5: Arkadaki cepleri hoşuma gitmediği için onları söktüm. Siz de deneyerek hoşunuza gideni bulun. Daha sonra o cepleri eteğin yanlarına da dikebilirsiniz. Ben biraz daha sadeliği sevdiğim için dikmedim ama sıkılırsam yaparım. (Atmadım.)
Zevkinize göre süslemeye devam da edebilirsiniz. Keyif sizin, ne de olsa çuval giysek yakışır;)

21 Ara 2009

Spidermanın pelerini yok ki...

Ege Bey, tutturdu da "Bana Spider Man pelerini Suzy teyze, Spider Man pelerini dik" diye.
- Ege be, aslında Spider Man'in pelerini hiç olmadı ki. Sana okumayı öğrenince bu pelerini dikeceğime söz verdim ve diktim ama aslında bu Spider Man denilen adam vücudunun her yeri taytlı balet kıvamında, binadan binaya atlayıp duran bir zat. Onun bir pelerini yok.
Pazartesi pazartesi Spider Man açılımıyla açmış oldum. Yukarıdaki yazıyı Ege Bey'e yazdım çünkü artık halk tabiri ile çatır çatır okumakta:) , beni anlar umarım. Bu pelerini de sizler için takarak yeni yıl ağacının önünde pozlar verdi ders çalışma saatinin ortasında. Böylece yeni yıl ağacının önünde poz veren ilk tombul ve pelerinli Spider Man olma ünvanına erişti. İçinde kendisine aldığım spiderman sweat shirtü var. Yani pelerinin üstündeki o kafa pelerine ait değil. Bu şekilde tamamen, bütün surat kapanıp çocuğu boğan bir şapkası var sweat shirtün.
Pelerin için pazarda haftalarca kırmızı saten aradım (koşarken uçuşsun diye) ve bulamayınca en sonunda bu astarlık kumaşla dikmek zorunda kaldım. Kumaşı önce yıkadım ve üzerinde tuhaf lekeler oluşmasına sebep oldum. Bunun nasıl olduğunu da hala anlayamamakla birlikte, pelerini dikmekten de vaz geçmedim. Biçtim ve kenarları yapışkan bantla kapattım. Hiç dikmeden. Boğazına da kurdele diktim bağlamak için. Lekeleri saklamak için de evdeki tek kumaş boyamla (gri metalik renk) örümcek ağı çizdim en acemisinden. Ege de acemi çizimlerimi beğenmedi ama uzaktan süper göründüğüne onu ikna ettik:)
Bu beyefendi spider man gibi bir adama pelerin giydirecek kadar yaratıcı ya, gelecekte hangi mesleği seçeceğini o kadar çok merak ediyorum ki analatamam.

19 Ara 2009

Yeni yıl ağacı süsü


Lili ile yeni yıl ağacımıza bir süs yaptık. Bu bir fener ama tuvalet kağıdı rulosu ve Eti Crax peynirlinin paketi ile yapıldı. Bunu yapmayı anaokulunda öğrenmiştim ama elişi kağıtlarıyla yapardık renkli renkli. Yılbaşı ağacında da şöyle parlayan birşeyler olunca iyi olur düşüncesi ile bunu parlak kağıtla yapayım dedim ama evde onları nereye sakladığımı bulamayınca geri dönüşüme gittik.
Aslında ağacımızda süs çok, sadece Liloşu oyalamak için uydurulmuş bir eylence bu. Babası maç izlerken çok mızmızlık ederse baba çok kızıyor. Özellikle BJK maçlarında evde ölüm sessizliği, taaaa ki BJK maçı alana kadar. Yok alamadı, bütün hafta küsüs. Onun üzüntüsü zor atılıyor. Türlü yalakalıklar yapıyoruz babaya gülümsesin diye. Artık durum düzelmeye başladı ve bu trajikomik durum daha kısa sürüyor. Bizi sevdiğin ve anladığın için teşekkürler babacık! Biz gerçekten biraz gürültülü oyun oynuyoruz biliyoruz.
Şimdi gelelim anneciğin bu zor vakitlerde ürettiği eğlencelerden birinin prosedürlerine.

1- Tuvalet kağıdı rulosuna iğne iplikle askı yapın.
2- Ruloyu bolca tutkallayın.
3- Bir kağıdın üstüne ruloyu tutarak üzerine simler dökün ve kalan boşlukları kağıda dökülen simlerin üzerinde ruloyu fazla ellemeden gezdirerek mümkün oduğunca kapatın.
4- Şimdi parlak kağıdınızı alın (bizim gibi kırışık çokoprens paketi alırsanız olmaz, kırışıklar çok kötü gözüküyor, tecrübeyle tasdik edilmiştir.), bizimki crax paketi ile değiştirildi sonradan.
5- Paketi açın ve dikdörtgenin uzun tarafından ikiye katlayın. Şimdi makasla 1 cm'lik kesitler yapın, yalnız sona 1cm kala da durun, kesmeyin. Bu aşamada hangi yüzü objede kullanacaksanız orayı dışta bırakacak şekilde katlayın.
6- Tekrar ruloyu alın ve uçlarına yapıştırıcı sürün. (Not: tutkal tutmuyor bu noktada, sanırım simler engelliyor, sıradan yapıştırıcı kullanın.)
7- Artık kestiğiniz paket kağıdını ya da parlak kağıdınızı yapıştırın, rulonun kenarıyla uc uca. Ortasında biraz bolluk kalmalı, görünümde feneri andırmak için ve yapıştırırken parlak kağıdın birleştiği şeritler fazla gelirse kesin. üzerine dönerek yapıştırmayın, hoş gözükmüyor. Tabi denemesi bedava, evde ne varsa işte, sim yoksa pul yapıştırırız ne olmuş yani:)

Geçen seneki yeni yıl ağacı süsleri çalışmam da burada, iki ayrı proje var. Çok basitler. Yapacaksanız girip bir bakın. İşte linki.

17 Ara 2009

2009'un son mimi


Zamanında mı geldi bu mim? Yoksa evrende herşey zamanında olur da tesadüf denen inanışı biz mi yarattık? Bilmiyorum cevabını, bu mime ne yazacağımı da bilmiyorum. Bakalım neler çıkacak...
Mimleyen: Tuğçe Bektaş
Tuğçe istemiş ki 2010'da neler istediğimi yazayım. Sadece 10 madde yetermiş. Belki de o kadar çok dileğim yoktur kim bilir. Başlayalım bakalım.

1- Sağlık: Liloş hiç hastalanmasın ve hastaneye bir daha kapatılmayayım onunla. Hemşireler Liliciğimin ellerini kalitesi düşük iğnelerle delik deşik etmesin damar yolu ararken ve morarana kadar sıkmasınlar tombul minik ellerini kan almak için. Lili nefesi kesilinceye kadar ağlayıp, gözlerime "beni neden korumuyorsun" diye bakmasın o an. Serumlu eliyle topa vurmaya ve oynamaya çalışıp yalvarır gözlerle "anne çıkaw şunuuu" diye ağlamasın. Ateşi yükselip kollarımda morararak kendinden geçmesin ve bir daha onu kollarımda kaybettiğimi düşündüğüm bir an olmasın; ne 2010'da ne de daha sonra.

2- Huzur: Kızıma yazdığım kullanım kılavuzu mahiyeti taşıyan bloğumu huzurla yazayım. Ona kötü hatıra bırakacak eleştiri görünümlü emeğimi küçümseyen aşağlamalara maruz kalmayayım. Herkes bilsin ki kendime tasarladıklarım, bulduğum malzemelerden ve ihtiyaçlarımdan ve imkansızlıklardan ve içimden öyle geldiğinden. Her imkana sahip olmayanların nasıl çözüm getireceği konusundaki fikirlerimi anlayışsızlıkla karşılamasınlar, o imkanlar ki, maddi olabilir, vakit darlığı olabilir, bilgi eksikliği olabilir... Olabilir insanız. Öküz altında buzağı aramasınlar. Bazen herşeyin olduğu gibi göründüğünü ve birisinden etkilenerek yaptığımı yazmadıysam gerçekten onu görmediğim için, etkilenmediğim için yazmadığımı artık anlasınlar. Zaten etkilendiklerimi yazıyorum, bunun üzerine boş lafa gerek yok.

3- Para: Artık iş bulayım ama şöyle yeteneklerimi değerlendirip bilgilerimi kulanacağım ve yabancı dillerimi bana unutturmayıp iyi gelir sağlayan bir iş olsun ama Lili'ye ve hobilerime vakit ayırabilmemi sağlasın. (bu biraz fazla oldu biliyorum, eğer iyi gelirim olacak ve Lilime vakit ayırabilceksem bir kaç şartımdan vaz geçebilirim sanıyorum:)

4- Mutluluk: Bu madde birinci madde ile çok alakalı. Derine inmeye gerek yok. İlk üçü olursa bunun kendiliğinden olacağından eminim.

5- Yok ama illa yazmam gerekirse; Liliciğim küvetine oje dökerek oradan parmaklarını ojelememesi gerektiğini kavrasın, hatta ojenin annesine ait olduğunu da. Duvarlarda değil de resim defterinde resim sanatını icra etsin. Makyaj malzemelerimi rahat bıraksın, deri koltuklarımı da... Babasının ayakkabıları ile yeni temizlediğim evde gezmesin, hep söylüyorum emeğe saygı:) Boyunun erebildiği yerlerde olan ne varsa alıp alıp yerlere atmasın ve evimi 2010'da biraz ev görüntüsünde göreyim, sadece biraz (zira şimdi bir oyun alanını andırıyor bütün ev). Hazır yeni ütülediğim çamaşırları etrafa savurup geri kalanların üstüne yatmak suretiyle onları kırıştırmasın. Makasla saçlarını kesmesin. Evdeki şehriyeyi, bulguru, tuzu, unu oturma odasının halısının ortasına döküp yemek yapıyorum diye bana yutturmaya çalışmasın. Yapmasın bunları yaaa, yapmasın. Çok şey istemiyorum ben:)

Devam edilecek başka maddem yok. Sizin varsa alın mimlenin. Bendensiniz...

15 Ara 2009

Siyah palto


Aklım çıktı şu gri deri uzun eldivenleri kullanamıycam bu kış diye. Bu yüzden cumartesi günü şu kolları yarım paltoyu dikiverdim. "Yakası görünmüyor, şalı takmasaydın..." diye kızmayın. Yaka aynı şal gibi kıvırcık. Ayrıca siyah renkli cicilerimi makinamla pek iyi çekemediğimi hepiniz biliyorsunuz. Bir tıklarsanız resme belki yakından detaylar daha iyi anlaşılabilir soldaki resimde özellikle!
Kıvır kıvır yakayı Aşkı Memnu'da Bihter'in kırmızı paltosunda gördüm (linki olsa da versek:). Neredeyse aynı yakayı yapmayı başardım ama bu sefer de bağrım açık kaldığı için bir de şal diktim acil tarafından.
Kaşe kumaş kullandım ve Burda dergisi 2008/10 sayısından kürk mont kalıbından yararlandım. Dergide kemerle kullanmışlar ama ben taksam mı, takmasam mı bilemedim. Uymadı bu kemer belki ondan mı ne, sizce sorun nerde?

14 Ara 2009

Teşekkürler...

Yorumlar çoğaldı ve yetişmek mümkün olmadı (elvedamda). Aslında önce yoruma bile kapattım yazımı. Çünkü daha neler diyecekler diye düşündüm ama sonradan bir okuyucum bana başka bir yere yorum bırakarak ulaşmaya çalıştı ve açtım.
Düşüncelerimi toparlayıp iki lafı üst üste koyamıyorum, düşünmekten kilitlendim besbelli. Aslında önceden böye elveda yazıp blog yazmaktan ayrılamayan ya da ayrılabilen kişilere gülüyordum. Kolay birşey sanıyordum bunu ama zor olan kapatmak değil, bloğunu sevenlere hesap vermekmiş. Zor olan emeklerini silip atanlara uyup senin de silmen değil de onlardan faydalanmak isteyenleri kırmakmış. Bu duruma düşürüldüğüme inanamıyorum!
Doğru olan ne olur bilmiyorum böyle kaba yorumları silip yok saymak belki en doğrusu. Belki de artık bloğuma yorum mu bırakılmamalı, genel olarak mı kaldırsam yorumları. Diyorsunuz ki "devam et", peki edelim ama bunu sürekli çekeceksek elbet bir gün ben değil en orjinalini bile bezdirecekler (ben çakmayım ya:) .
Sanırım bu tip yorumları yayınlamayarak yola devam edicem çünkü başka türlüsünü kaldırabileceğimi samıyorum. Vaktinizi aldığım için kocaman özürler. Yanımda olduğunuz için ve destek olduğunuz için de sonsuz teşekkürler.

Çift taraflı omuzluk


Zincir serisine bir de omuzluğu kattım. Hazır süslü şeritlerle çalıştım yine ve şeridin iki tarafı da birbirinden farklı olunca omuzluğun iki görüntüsü oldu. Biri kurdeleli, diğeri ise kenarları pullu.

Zincir Kolye


Bir sitede gördüğüm kolye aklımda böyle kalmış. Aklımda kaldığı kadarıyla yapıverdim. Orijinali daha salaş benimkinde prenses olmaya çalışan bir demirci güzeli edası var sanki. Yine de ben sevdim.

13 Ara 2009

Burda bere


Burda dergisinin 2009/12 sayısında payetli kumaşla dikilmesi tavsiye edilen bereyi çift taraflı çalıştım (diğer yüzü fotoğrafta yok aramayın, unutmuşum). Sezonun trendi zincirlerle süslenmiş bir de kumaş broşu kondurdum yanına. Böylece bitirdim.

12 Ara 2009

Uzun kollu yarım eldivenler


Uzun eldiven sevdası sardı beni. Kış ortası kısa kollu giyilecek olunursa bu eldivenler kola geçirilip yen görevi görecekler. Şık ve sürprizli şeylere bayılıyorum.
Esnek ve kendinden desenli jarse ile diktim. El uçlarına zarif danteller ekledim.
Pantalonu soracak olursanız Burda dergisi 2009/11 den bir model çalıştım. En nihayet kendi tarzımın dışında bir pantalon yapabildim ama giyer miyim bilmem. Kendimi çok tuhaf hissediyorum içinde. Aslında bloglarda bakınırken tarzımın çok dışında şeylere gözüm alışabiliyor (leopar ya da omuzluk gibi) ama buna henüz alışamadım.

Deliorman Musakka

Türkiye'de Türk usulü musakka hiç yiyemedim ve buna benziyor mu hiç bilmiyorum. Deliorman'da bu musakka böyle yenir. Biliyorum görüntüsü krem karameli andırıyor ama değil. Bu Deliorman Musakkası:
Malzemeler:
5-6 ad. orta boy patates. (vaktiniz kısıtlıysa haşlanmış ve sonra soyulmuş olsunlar)
1/2 kg kıyma
1-2 ad. soğan
çeşitli baharatlar: karabiber, kırmızı toz biber, kimyon, y.bahar, vs...
Sosu için malzemeler:
1/2 lt süt
1 yemek kaşığı un
2 yumurta

Yapılışı: Soğanınızı doğrayıp kavurun, sonra da kıymayı kavurun ve sevdiğiniz baharatları atın. Patatesleri ufak küpler halinde doğrayın ve kıyma harcı ile harmanlayın, karıştırırken tuzunu koyun. Sosunu da yaparken unu biraz yağ ile kavurun ve üzerine sütü dökün, biraz pişirin. Sütü biraz ılıtın ve iki yumurtayı içine ilave edin. Sos soğuyunca tepsiye döktüğünüz patatesli kıymanın üzerine dökün ve fırına verin. Buradaki püf noktası patatesli harcı tepsiye bastırarak yerleştirmenizdir, öyle ki sos dibe akıp gidemesin ve çoğu üstte kalsın böylece görüntü pişince böyle olsun.170 derecede üstü kızarana kadar pişirin. Afiyet olsun.

Diğer Deliorman Sofrası tarifleri burada.

11 Ara 2009

Önlük Kolye

Lili bu kolyeleri kendisine yaptığım önlükler sanıyor ve çok mutlu oluyor ben onları yaparken.

Lili: "Hadi anne bana cici yapalım, önlük yapalım, al - iğne..."
Suzy: Annecim iğneleri neden aldın? Eline batar!
Lili: Batmas yaaaa, batmassss, dikiccem, ci ci yapıcam beeen. Lüttem anne lüteeeem!

Daha önce yaptığım kumaş kolyemin ve karanlık çiçekler kolyesinin karışımını istedi bir okurum ve ben de böyle bir kumaş kolye hazırladım. Umarım beğenir.

10 Ara 2009

Püsküllü Omuzluk

İstediğim yere iliştirip çıkabileceğim omuzluklar yaptım. Bu hazırlardan ilki. İster dikerim ister kilitli iğne ile tuttururum iki yerinden olur biter.
Burada, pazarda bulamayınca iş başa düştü ve yaptım bir kaç tane. Belki birilerinin aklına gelir de Tekirdağ'a da modayı getirir üstümde görünce. Kendi kendime aksesuar yapmaktan yorulmaya başladım. Millet hazır alıp dikiveriyor bu ne eziyet kardeşim.
Suzy ters tarafından kalkmıştır:)

8 Ara 2009

"Fayran" Kolye

Aklımdaki bir tasarımı hayata geçirmek için bütün gece uğraştım çünkü aklımda daha da fazlası türedi bu gün. Dikiş dikememenin iç gıcıklaması ile kendimi kolyelere verdim. Daha doğrusu şöyle elde işlenen minicik işlere diyelim, çünkü çok yakında başka ciciler de göreceksiniz bloğumda.

7 Ara 2009

Beyaz Pelerin


Kaşe pelerinlerin beyazını sunarım. Biliyorum çok tembelim ve hala pasajı oluşturmadım ve pelerinleri satışa koyamadım ama Lili'den fırsat bulup postlarımı bile yazmayı yetiştiremiyorum da pasaja ne zaman sıra gelecek bilmiyorum.
Sabahtan beri farlarımı oturma odamdaki bej renkli deri koltuklara ufaladı ve ben onları kurtarınca da rujlarımla koltukları kırmızıya boyadı. Hem de nerden bulduysa kalıcı rujumla:( Sil sil çıkmıyor... Başım dertte benim... Acaba makyaj temizleyici sütlerle mi denesem? Haha:)

6 Ara 2009

Kırmızı bere

Bir kaç hafta önce ördüğüm bereyi süsleyemediğim için karşınıza çıkamadı uzun süre. Artık kış bastırmaya başladı ve yakında berelerimizi giymeye başlarız diye en nihayet onu süsledim ve işte karşınızda. İki şişle örülmüş iki yaprak (bu boyunluktan artan yapraklar), tığla örülmüş bir çiçek ve ortasına kondurulan pomponumla sonlandı süsleme işlemi.
Bereyi yakında pasajımda bulabileceksiniz.

5 Ara 2009

Siyah Pelerin

Nihayet fotoğraflarını çekebildim siyah pelerinin. Pelerini satış için diktim ama benim asıl sevindiğim hediye eldivenlerim. Geçen kıştan beridir arandığım deri uzun eldivenleri nihayet buldum ve canım Aytenuşkam bana onları hediye etti.
Aytenuşkam: Canım benim nasıl teşekkür etsem, ne desem bilmiyorum. Çok çok çok teşekkür ederim. Baksana kaç tane poz çektim, onları taşımak insana çok farklı hissettiriyor. Canımsın benim. (burada çığılık attığımı biliyosun di mi:)
Pelerine gelince kıyarsam, satmak için pasaja koyarım:)
Bir önceki pelerin de burada.
Not: Bu sarı kafalı da ben olmaktayım efemmm... Artık kısa ve ince tüycüklerim sarı olacak bir süre.

1 Ara 2009

Güderi kumaş


Püsküllü çantamı yaptığım kumaşla daha önce şu elbiseyi dikerken fark ettim ki kumaşı dikmekten ziyade yapıştırmalıyım. Zira dikiş makinamın iğnesini sürekli kıran bir kumaştı, bir türlü uygun iğneyi bulamamıştım ona. Malesef bu kumaşın dokusu öyle güzel ki, vazgeçilemez benim için. Bu yüzdendir ki pazarda aynı kumaşın mor renklisini görünce dayanamayıp aldım. Onca kumaşla elbise de dikemeyeceğime göre neler yaptım hemen anlatayım.
Dikmeden, yapışkan tela bantla sadece bir yanını yapıştırarak oluşturduğum obi kemerlerden 4 adet (burada anlattığım kemeri tek seferde kumaşın tümünü kullanarak biçtim.) . Bir tane clutch çanta ve bir tane de elle diktiğim atkı. Atkının yapımını lovemeagan'dan öğrendim.