31 Ağu 2016

Enerji Oyunları - Karar Vermek

Video açılmıyorsa tıklayın: https://youtu.be/DQM6OY_AVhI

İnsan bir kez karar verince enerjisi ve tüm gücü bir çağlayan gibi karar verilen noktaya doğru coşkuyla akmaya başlar. Hiç kimsenin gözünden kaçmaz kararlı olanlar. Ne ailesi, ne çevresi ne de enerjiler. Artık herkes farkındadır. O, her kimse karar veren, artık başaracaktır! Bilinç altı dışında ona engel çıkaran fazla kimse kalmaz. Engel olanlar da bir süre sonra başarıyı alkışlamaya başlarlar. Herkesin takdirini toplamak değildir ancak, kararlı olanın amacı. Onu tatmin edecek olan tek bir gerçek kalır; hedefine ulaşmak!
Bilinç altının ise sorunu genelde hep aynı. Sizi emniyette tutmaya çalışmak. Çünkü mevcut durumunuz onun bildiği en güvenli alandır. Onun pek de umrunda değil dünyayı gezmek istemeniz, güzel bir arabaya binmek istemeniz ya da çok güzel bir kız ya da yakışıklı bir erkek arkadaş istemeniz. Tek derdi; "Size bir şey olmasın!" Çünkü siz dünayı gezerken başınıza gelecek güzel olaylarla ilgilenmez, onu başınıza gelebilecek olası kötü olaylar ilgilendirir. Size zarar gelebilecek kötü olaylar. İşte bu nedenle hep kötü senaryolar fısıldar kulağınıza, daha da yetmez onların bir anda hayalini görür vizyonunu alırsınız. Sizi içten içe korkutup eski kör noktaya geri sürüklemeye çalışır.
Yıllardır bu sesi bastırmak ya da o hayalleri görmemek için çok uğraştım ama sanırım durdurmanın bir yolu yok. Onlar oylece gelip gidiyor artık. Ben onlara rağmen devam etmeyi öğrendim. Bu arada onu kaale almadan da oluyormuş bunu anladım.
Kaç yüzyıldır insan oğlu hep bu nefsiyle uğraşıyor (egosu, bilinç altı ya da, nasıl derseniz deyin). Olmasaydı acaba gerçekten her birimiz kim bilir ne kadar çok gelişirdik. Mesela bir günlüğüne deneyin derim. O konuşup dursun içinizden, siz de seve seve gidip hayallerinizi yaşayın. Şok olup kalacak kenarda. Bilinç altı görünse eminim çok komik olurdu o durumda. Çünkü aslında hayal ettiğiniz her şeyi yapabilecek potansiyeldesiniz. Bir meditasyon sırasında duymuştum bu sözü. "Yapamayacağın hiç bir şeyi hayal edemezsin!" demişti yüksek benlik. Çok cesaretlendirici. İnsana çok daha büyük hayaller kurduruyor. Böyle olduğuna inanarak yaşamak kesinlikle daha keyifli.
Tabi insan yine kendi karar veriyor neye inanıp neye inanmayacağını ancak bir kez karar verince bilinç altının yapabileceği tek bir şey kalıyor o da uyum sağlamak.
Blokajlara bağlı olarak bazen sinir bozabiliyor bilinç altı. Bazen karar verdiğiniz noktada fazla duramıyorsunuz mesela, bir anda elinizden kaçırıyorsunuz o noktayı. Mesela para biriktirmeye çalışıyorsunuz. Biriktirdiğinizde onu gidip başka bir amaç için harcamak zorunda kalıyorsanız o zaman para ile ilgili inançlarınızı çalışmanız gerekecek, hatta başarı ile ilgili hatta hak etmekle ilgili...vs Bazen ulaştığın noktada bile blokajlar oluyor ve bütün bunlar yine bizim suçumuz değil. Çoğu toplum tarafından kullanılan deyimlerden oluyor. Şaka gibi ama bu çok doğru. Kişinin kendi algısının yanında bir de toplumsal algı ile edindiği blokajlar olabiliyor. Tüm bunları ise yaşamadan anlayamıyoruz. Bu nedenle insanlara sık sık artık okumayı bırakın ve şu hayatı yaşamaya başlayın diyorum. Kitaplarla aldığınız teknik bilgi uygulamalı bilgi olana dek yaşıyor sayılmazsınız. Kişisel gelişim kitapları da bir yere kadar. Bir kez uygulamaya başlarsanız o zaman eksikler nerede daha rahat anlarsınız. Kesinlikle karar verin ve artık yaşanılası hayatı yaşayın derim.
Keyifli dönüşümler...


29 Ağu 2016

Beta Ayakkabı Herkes için Bir Tutkudur!



İster kadın ister erkek olsun, ayakkabı görünümüne önem veren herkes için tam manasıyla bir tutkudur. Zira ayakkabı modellerinin yanı sıra materyali, ayağa uyumu, rahatlığı ve kıyafetlere uyumluluğu ile kişinin ayakkabısına olan bağ kendiliğinden meydana gelmektedir.

Özellikle çalışan kişiler için ayakkabı seçimi oldukça önemlidir. Öyle ki neredeyse tüm gün ayağında olan ayakkabı, sahibi için bir nevi imaj sembolüdür. Bu imajı doğru bir şekilde yansıtabilmek için de ayakkabının, yerine ve kıyafete uygun olarak seçilmiş olması gereklidir. Beta Ayakkabının zengin model çeşitliliği, ayak sağlığına zarar vermeyen materyalleri ve beden anatomisine uyumlu olan tasarımları ile imajını doğru yansıtmak isteyen ve şıklığın yanında rahat ve sağlıklı da olmak isteyen herkesin ihtiyacını karşılamaktadır. Şık, dayanıklı ve zengin model çeşitliliğinin yanı sıra ulaşılabilir fiyatlara sahip olan Beta Ayakkabı, kaliteyi uygun fiyata sunmaktadır. Bu özellikleri ile Beta Ayakkabı, senelerdir kişilerin ayakkabı alışverişi tercihlerinde üst sırlarda yer almaktadır.

Beta Ayakkabı, her sezon değişmekte olan tasarımlarında ayakkabı modasını yakından takip etmektedir. Hatta öyle ki özgün ayakkabı modeli tasarımlarıyla çoğu zaman ayakkabı modasına yön verebilen bir markadır da Beta. Hal böyle olunca Beta Ayakkabı, ayakkabı modeli seçerken ayakkabının rahatlığının yanında, modayı takip ediyor olmaktan keyif alan kişilerin zevkle giyeceği ayakkabılar üretmektedir.

Kadınlar için sandaletten terliğe, stilettodan babete, günlük ayakkabıdan espadrile, spor ayakkabıdan şık modellere, botieden bota, sneakerstan çizmeye kadar yazlık, kışık ve mevsimlik olarak her mevsime uygun, dayanıklı, şık, günün modasına uygun ayakkabı modelleri bulunan Beta Ayakkabı’nın, tıpkı kadın ayakkabı modellerinde olduğu gibi, erkek ayakkabı modellerinde de bot, spor, şık ve günlük ayakkabı modelleri bulunmaktadır.


Beta Ayakkabı’nın hem kadın hem de erkek ayakkabı modellerinin üretiminde deri, kumaş ve sağlığa zararsız suni deriden meydana gelmiş olan materyaller kullanmaktadır. Üretiminde kullanılan materyalinin yanında anatomik tabanı sayesinde Beta Ayakkabı, sağlıklı ayakkabı arayışında olanların da ihtiyaçlarını tam manası ile karşılamaktadır. Tam da bu nedenle Beta Ayakkabı, onu bir kez olsun kullanmış olan herkes için bir tutkuya dönüşmüştür!

23 Ağu 2016

İşlemeli Bluz - DIY

 

Annemin 1990'lı, işlemeli, kolları karpuzlu - yarasalı, düğmeleri romantik zamanlı gömleğine na'pmışım!



22 Ağu 2016

Puantiye maxi elbise


Şimdi bir şey yazıyorum ve beni tanıyanlar muhtemelen ayıplayacak. Dikkat yazıyorum: "Dolabımda puantiye olmadığını fark ettim!" Sahi, puantiye elbisesi olmayan modadan afaroz edilir mi? Ben bu eksikliği fark ettiğimde kendime çok şaşırdım. Deli gibi dikiş dikmeyi seviyorum ve bunu nasıl atladım acaba? Üstelik bu günlerde dikiş dikmeye sıfır zamanım varken korkunç bir farkındalık. Deli gibi çalışıyorum ama kendim için geçen hafta bir gün alışverişe ayırdığımda mağazalarda aradığımı bulamayınca bu defa iş online alışverişe kaldı.


Yeni bulduğum bir site http://bit.ly/2aKNt2U ve diğer sitelerden farkı modelleri olduğunu görünce pek bi sevindim. Çünkü her online alışveriş sitesinde aynı modelleri gördükçe ister yurt dışından gelsin ister yurt içinden alınsın artık herkesin üstünde standart şeyleri görmek çok sıktı. Zaten dikiş dikmeyi sevmemin sebebi de bu. Kendi diktiklerimle farkı yakalamak. Ancak artık sıkı çalışma temposu ile yeni hedeflerimi yakalama peşinde iken artık eskisi gibi dikiş makinasının başında keyifli zaman geçirme lüksüm yok.

20 Ağu 2016

Enerji Oyunları - Evet / Hayır

Video açılmıyorsa tıklayın: https://youtu.be/dP-kBJ2HswU

Evet ve Hayır deme hakları (özgür irade) doğuştan itibaren her insana verilmiştir ancak aileler ve toplum kuralları ile birlikte çocuklar yetişkin bir birey olana kadar bu haklar ellerinden alınma yolu ile bir çok yanlış inanç ve blokajı bilinç altlarına kaydederler. Sıklıkla sözel ya da fiziksel şiddete maruz kaldıklarını buluyorum bilinç altlarında insanların çocuklukta. Bu da büyüdüklerinde her şeye evet diyen robotlara çeviriyor insanları.
 Şiddet dışında duygusal baskı ile de hayır deme yetimizi kaybedebiliyoruz. Sevdiğimiz arkadaşımıza hayır yanıtı verince onun kırılacağını ve onu kaybedeceğimizi düşünürüz. Aslında bizi gerçekten seven biri haklarımızın da farkındadır ve hemen bir anda bizi silecek filan değildir. Siz hayır deme hakkınızı kullandınız diye sizinle olan derin dostluğunu bitirecek biri ile arkadaşsanız muhtemelen sizi üzerek bilinç altı beslenen biridir ve muhtemelen siz hayatınıza böyle birini hayır diyemediğiniz için çekmiş de olabilirsiniz. Hayır deme konusunda kendinizi geliştirdiğinizde sizin haklarınıza saygısızlık etme potansiyelinde olanlar da çevrenizden azalmaya başlayacaktır. Bir de kırılsalar bile, siz onlara dürüst olduğunuz için onlar da bir süre sonra size gelip dürüstçe size kırıldıklarını açıklayacaklardır. O zaman gerekli açıklamayı yapma hakkınız yine doğacaktır. Yok hiç bir şekilde geri gelmiyorsa zaten hayatınızdan çıkması isabet olmuştur. Çünkü bir kez doğru yerde evet ve doğru yerde hayır demeyi çözdüğünüzde bir daha eski halinize geri dönmek istemeyeceğinizden böyleleri de sizin hayatınızda yer edemeyecek. Merak etmeyin. Evren boşlukları sevmez. Mutlaka yerine size ve isteklerinize saygı duyan yeni dostlar hayatınıza girecektir.
Benim için Hayır demek zordu hep. Bunu kitaplardan okuyarak öğrendim bir zamanlar. Bazı kişisel gelişim kitaplarında bununla ilgili bilgilere ve tekniklere rastladığımda çok mutlu oluyordum. O sayfada günlerce durup satır satır ders çalışıyor ve uygulamayı öğrenmeye çalışıyordum. Bu şekilde bunu çocukların yürümeyi öğrendiği gibi adım adım, o satırları ezberleyerek öğrendim. Güncel hayatta her an karşıma evet ya da hayır demem gereken olaylar çıkıyordu. Hemen hayır diyordum bazen, bazense hemen evet. Bir türlü denge kuramıyordum. Hala daha iş yoğunluğundan ipleri elimden kaçırdığım oluyor. Önemli olan o günlerde bu tekniği uygulayarak kendimi geliştirmiş olmak ve artık hata yaptığımda hemen hatamı anlayabiliyorum. Bazen bu hataları telafi etme şansım oluyor bazense olmuyor. Yine de bu konuda çok başarısız sayılmam. Hatta fena değilim sanırım. Öyle hissediyorum.
Videoda anlattığım kadar zamanım olmuyor çoğu zaman dengelemeye. Sadece içimdeki hissi takip etmem yeterli oluyor artık. Özellikle bir hedefle yaşıyorsam o zaman bu evet hayır dengesini daha rahat kurabiliyorum. Örneğin akşama bir işim varsa davet eden bir arkadaşımı planımı söyleyerek reddedebiliyorum. Eğer yoksa da o zaman istiyor muyum diye bakıyorum. Çoğu zaman hayır demek isteme sebebim yorgun olmam olabiliyor mesela. Yoksa neden bir arkadaşımın görüşme isteğini reddedeyim ki. Ben de onlar için zaman ayırmayı çok seviyorum ama yorgunken birlikte oturup uyuklamanın bir anlamı da yok.
Bazen öyle oluyor ki sizden istenen şey başka biri için çok önemli oluyor ve sizin içinse hiç önemli olmuyor. Eğer yapmaya karar verirseniz istediklerinizi mutlaka baştan söyleyin ve mümkünse baştan almaya çalışın. Çünkü iş bittiğinde insanlar bazen birbirini atlatabiliyor! Bu insana müthiş bir kullanılma hissi de yükleyebiliyor ve insanlara olan inancını da düşürüyor. Eğer o kişi için o kadar önemi varsa o konunun, size istediğinizi vereceğinden emin olun. Sadece uzun vade sonra alma teklifi yapmayın. Bu bir yerde kendinizi sürekli sorguya çekmenize sebep oluyorsa; "Ben ne yaptım şimdi, yine mi kendimi kullandırdım, yine mi zamanımı boşuna harcadım ben..vs" sizin için yanlış bir yaklaşım olur. Sıklıkla kullanılıyormuş gibi hissediyorsanız kendinizi korumaya alın ve bir süre temkinli gidin. Ta ki bilinç altınız artık kullanılmadığınızdan emin olana kadar...

18 Ağu 2016

Mavi Tulum


Bu günlerde kendime bir şeyler dikmek için bulduğum zaman paha biçilemez. Bu mavi tulum her ne kadar kolay dikilse de onu dikmek için ve bir de onu giymek için zaman bulduğuma çok mutluyum. Yoğun mu çalışıyormuşum? Tabi ki, yoksa burayı ve dikişi neden bu kadar ihmal edeyim ki? Tek bir hedefim var bu günlerde ve bunun için her şeyi göze almış olmama kararlı olmak diyorum ben. Daha önce hiç hissetmediğim kadar kararlı olmak. Güzel bir hismiş! Çok eskiden böyleydim, lisede iken. Sonra birden hayatıma başkalarının kararlarını uygulamak girdi ve işler sarpa sardı. Şimdi yine kontrol bende. İşte bu güzel olan. Hayatını kendi ellerine almak ve keyif almak. İkisini aynı anda hissedebilmek.


15 Ağu 2016

Küçük Siyah Ericdress

Dolapta siyah minik br elbise her zaman kurtarıcı olur dimi? Ezberledik bu pratik moda tüyolarını. Sıkıldık mı peki? Hayır! Bence siyah elbiseden elbiseye de fark var. Mesela yukarıdakilerin her biri bana çok hoş geliyor. Çok dantel, az dantel, çizgiler, güpürlüler... Elbiseyi bildiğin klasik parça olmaktan çıkaran birşeyler olmalı bence. Belki de ben sadece klasik değil biraz da sıradışılık aradığımdandır.
Resimdeki örnekleri yukarıda linklerini verdiğim sayfalarda buldum. Bazen ilham aramak iyi geliyor bazen ise direk elbiseyi almak daha uygun geliyor. Zaten dikiş dikmeyi daha ziyade terapisi için seçiyorum çoğu zaman. Hep neden diktiğimi bilmiyorum deyip duruyordum ya yıllardır. Artık biliyorum. Dinlenmek için, huzur ve mutluluk için.
Siz de farklı minik siyah elbise modelleri arıyorsanız ilk linki takip edin. Üstelik bu sitede fiyatlar da çok uygun oluyor. Tabi beden olarak dikkatli olun alırken. Ölçüler neyse ki çok detaylı yazılı. Onları mutlaka okuyun derim.

12 Ağu 2016

Enerji Oyunları - Denge Yasası

Video açılmıyorsa tıklayın: https://youtu.be/EtBdPqe0jY4

Denge yasasını anlamakta çok uzun zaman sorun yaşadım. Aslında sürekli bunu okuyup anlıyordum ancak hiç bilemezdim ki, sevgili egocuğum kendime haksızlık ettiğimde benim daha iyi bir insan olacağımı düşünüyormuş. Bunu anlamayı bir kaç gün önce başardım ancak en son dersi yabancı bir yaşam koçu verdi bana. Ondan öncesinde çok da zorlansam elimden geldiğince denge yasasını hayatımın her alanında korumaya çalışıyordum ancak bu sadece iç inancıma direnmekten başka bir şey değildi.
Bir kaç ay öncesinde yabancı ve çok ünlü bir yaşam koçunun bir röportajını dinlerken adam bir anda şöyle dedi; "Benim hayatımda bir mottom vardır; Ben her zaman aldıklarımdan daha fazla veririm!" Sonrasında içimdeki rahatlamayı size nasıl anlatsam. Yani dedim ki işte yahu, koskoca Amerika'nın en ünlü yaşam koçu bile bunu söylüyorsa ben neden kendimi frenleyip duruyorum. Sonunda başladım hoyratça önüme gelene Theta Healing terapileri ile yardım etmeye, evet evet bedava ya da onların canının istediği kadar indirim yaparak, kendimi hiç hesaba katmayarak. Bu bir kaç ay sürdü. Bu sürede param aynı kaldı, daha çok yoruldum ve bedava terapi yaptığım kişiler ve de indirim yaptıklarımda hiç bir ilerleme olmaz iken hakkım olan parayı indirim istemeden verenlerde harika gelişmeler oluyordu. Çok ilginç geldi bu. Böyle olmaması gerekiyordu. O Amerikalı ünlü yaşam koçu trilyonluk malikanede oturuyordu sonuçta canım. Onun hayatında her şey böylesine mükemmelken ben nerede hata yapıyordum acaba? Gizlediği bir şey olabilir miydi?
Tekrar bu yasayı hatırlatanlar girdi hayatıma bu sürede. Tekrar her şeyi konuştuk ve ben artık içsel olarak ne durumda olduğumu kas testi ile sorgulamaya başladım. Neydi ki benim bu karşılıksız yardım etmek istememle alakalı durumum?
Kas testinde bir kaç sorgulamadan sonra şunu buldum: "Karşılıksız yardım edersem iyi biriyimdir!"
Demek ki bilinç altımın bu yasadan hala haberi yoktu. Nasıl olsun ki? Bu kod orada durdukça yeni bir bilgiyi alacak durumda değildi kendisi.
Sonuç olarak kendimce bu kodu değiştirdim ve bu günlerde bir takım haksızlıklar denge bulmaya başladı. Ben öğrendim, şimdi sıra geldi öğrendiğimi uygulayabilme aşamasına. Zor olan her zaman uygulama gibi gelse de bu süreci keyifle geçirmeye niyet ediyorum.
Bunca yıldır içimde sadece iyilik hissi ile yaşadım şimdi adalet ve denge hissini nasıl adapte edeceğiz acaba? İnceden bir korku mu var sanki? Sanırım bu his üzerinde tekrar çalışmalıyım.
Sizlere bu defa yine keyifli dönüşümler diliyorum ancak bu defa kendinize karşı adil olmayı unutmadan!

10 Ağu 2016

Yüksek bel t-shirt


Lili anaokulu yaşlarında iken, beyaz bir penyenin bir ucuna çam ağaçlı baskılar yapmıştı, diğer ucuna da ben rengarenk çiçekler boyamıştım akrilik boyalarla. Mutfak halısını kenara itip yerde saatlerce oyun oynamıştık boyalarla ve kumaşlarla.

Şort: Boyner T-shirt: ben diktim

5 Ağu 2016

Enerji Oyunları - Korku

Video açılmıyorsa tıklayın: https://youtu.be/DuGC_fcdsIM

Korkulu günler bir türlü geride kalamıyorken bu videoyu çekip anlatmak istedim ancak hala doğru bir fikir mi bilmiyorum çünkü toplumsal korku nedeni ile ciddi bir algı kapanması var insanlar arasında. Herkes herkesi yanlış anlıyor, yargılıyor, eleştiriyor, şikayet ediyor, kabalaşıyor, öfkeleniyor...vs Bir başka etki de konuşup dururken birden düşüncelerinizin kesilmesi. Yani korku ile birlikte nöronlar arasında bir iletişimsizlik olduğunu düşünüyorum. Yakınımdaki herkes ani unutkanlıktan şikayetçi bu günlerde.
Bunca karmaşık enerjinin arasında bildiğim neredeyse bütün meditatif teknikleri anlattım bu videoda ama yapan olur mu bilmem. Bu günlerde korku ile ilgili alınan terapi sayısı arttı ve genelde hepsi tek bir şey söyleyip duruyor danışanlarımdan: "Anlamsız, hayat anlamsız!"
Korku ile mutluluk yok olunca hayatın da bir anlamı kalmıyor ancak unutmayalım ki sadece hislerimiz değil düşüncelerimiz de çevremiz tarafından algılanıyor. Yani sadece korku hissini değil aklınızdan geçen her düşünce kopyalanıyor şu anda çünkü korku ile zihin devreden çıkınca insanlar bedenlerini bilinç altlarına teslim ediyor ve artık bilinç altı sadece algıladığı her şeyi düz ara kayıt etmeye başlıyor. Bildiğiniz çocuk beyni nasıl ki sünger gibi her şeyi çeker ve öğrenir, aynısı sürekli korkuya maruz kalanların bilinç altına da oluyor işte. Bu büyük bir tehlike ancak videoda tavsiye ettiğim minik tavsiyelerle artık toparlanma sağlayabilirsiniz. Artık diyorum, çünkü asıl korku anından hemen sonra tek yapabileceğiniz sadece nefes almak ve su içebilmekken sürekli korkuda zaman geçtikçe yavaş yavaş zihin devreye girmeye başlar ve artık daha bilinçli bir şekilde kendinize yardımcı olabilir konuma gelmiştir bedenimiz.
Meditatif tekniklere alışık olmayanlar denemek istemiyor ve saçma buluyor ancak tavsiyem bunu da evde huzurlu ortamda beyniniz theta ya da alfa frekansındayken uygulamanız. Bu seviyelere beyninizi düşürebilmek için 15dk boyunca gözlerinizi kapatın ve derin holistik nefesler alın. Sonrasında meditasyonlara geçebilirsiniz.
Daha kolay yöntem ise elbette terapilerle bilinç altını programlamak oluyor. Korkuyu kendinize hangi inanç ya da kalıplarla buldunuz bunu bulmalısınız. Bilinç altınızda bu konuda tarama yapmak için KÖK İNANÇLAR isimli iskelet videomu tavsiye ederim. İskelet diyorum çünkü orada önerdiğim teknikle her ama her konuda bilinç altında sorgulama yapabilirsiniz.
Korku ile ilgili inanç kalıplarınızı ise KAS TESTİ isimli videomla bilinç altınıza sorun. Videoda anlattığım soru ile başlayabilirsiniz:
1- Korkuyu seviyorum
2- Yaşamaktan korkuyorum
3- Ölmekten korkuyorum
gibi aklınıza gelen sorularla devam edin. Bilinç altınızın vereceği cevaplara bakarak kendinize mevcut korkunç durumu neden çektiğinizi bulabilirsiniz.
Ölüm korkusu en temel korkulardandır ancak buna ek olarak onun da altında bir takım dini korkular vardır. Cehennem korkusu, arafta kalma korkusu, karanlık korkusu, yalnızlık korkusu...vs
Bilinç altı bazen ölüm ve karanlık korkularını ya da yalnızlık ve ölümü eşleştirebiliyor, hatta üç korkuyu kavram olarak aynı saydığını da buldum terapilerimde. Bu ikisini ayırd edemiyor gibi düşünebilirsiniz. Bu durumda terapide öncelikle korkuların farkını bilinç altına yüklüyorum sonra da inanç değişikliklerini doğru inançları yanlışların yerine koyarak yapıyorum zaten standart olarak yaptığım gibi.
Şimdilik korkuya dair anlatmak istediklerim ve paylaşacaklarım bu kadar. Dilerim yararlı olur ve şu günlerde hepimiz merkezlenebiliriz. Hepimiz için güzel, güneşli, huzur ve barış dolu günler dilerim.

2 Ağu 2016

Çiçekli Tulum



Annaneciğin geride bıraktığı kumaşlardan biri bu. Dolapta onu gördükçe bu tulumu görüyordum hep gözümün önünde, dikmeden önce. Geçenlerde ona el attığımda bunun ince lastikli, dikilmiş bir etek olduğunu gördüm ve benim için şok oldu aslında. Çünkü bu tulumu dikemeyeceğimi sanmıştım o anda ama sonra içimdeki geri dönüşümcü yüzeye çıktı ve dedi ki;