20 Mar 2012

Anne bu ne?


En çok sevdiği şey sabahları eşimle aramıza girip biraz keyif çatmak. Bu arada bizi uyandırmak için türlü muziplikler yapıyor. Geçen hafta da böyle bir sabah bana elini yukarıdaki gibi yaparak sordu:
-Anne bu ne?
Suzy: Bilmem, üçgen mi?
Lili: ZIMBIRTI!!! (sonra çok güldü, sanırım bu bir espiriydi!)
Daha sonra da ellerini üstteki gibi yapıp yine sordu:
-       Peki bu ne anne, bu ne?
Suzy: Bilmiyorum, parantez mi?
Lili: Daha büyük bir ZIMBIRTI!!! Yine çok güldük.

Bir gece de masal saatimizden hemen sonra, ışıkları kapatınca, uyumamak için okulda öğrendiği her şeyi bir bir saymaya başladı. Okulda deprem tatbikatı yapmışlar, bütün kuralları öğrenmiş; nerelere saklanabileceğini, nerelere yaklaşmaması gerektiğini, hangi sinyalden sonra yerinden çıkabileceğini... her şeyi ısrarla anlatıyordu. "Hadi yeter artık uyuyalım!" dedim, verdiği bilgiler için de teşekkür ettim ama karanlıkta patlatmış gözlerini endişeli sesiyle başladı sormaya:
 Lili:- Ama, ama, ya deprem olunca kuralları unutursam, ya nereye saklanacağımı karıştırırsam?
Suzy: - Karıştırmazsııın, insan heyecanlanınca vücudunda kan daha hızlı dolaşır ve zihni daha doğru kararlar alır, kendine güven, korkma, hata asla yapmazsın!
Lili: - Ama, ama, ya sen ya da babam karıştırırsa nereye saklanacağını, keridora (koridor demek) giderse, orası güvenli değil! Ya size birşey olursa, ölürseniz, ben kalırsam, ne yapıcam ben? Ne yapıcam yalnız?
Suzy: (Hmmm, pabuç pahalı, ölümün bir yere gidip dönmemek olduğu anlaşılmış deprem konusunda en iyisi konu değiştirmeli! Verilecek ders kalmamış bu hususta, üstelik yatmadan önce bu son konu olursa rüyaları etkilenir... Hemen salladım ortaya:) Amaaan Lili sen de... her şeyi bizler yaşıyoruz, insanlar! Eğer kötü şeyler konuşursak kötü şeyler olur, hadi gel güzel hayaller kuralım da güzel şeyler başaralım!
(İşte o andan beri masal saatinden sonra bir de hayal saatimiz var, güzel hayaller kurmadan uyumak yok.)
Lili: Tamam hadi sen başla!
Suzy: Hadi yeni evimizde nasıl yaşayacağımızı konuşalım.
Lili: OOaaa, anne, anneannem dedi ki orada istediğim kadar koşup oynayabilecekmişim, her şey yepyeni olacakmış, kzolet (klozet demek) kapakları bile...
Suzy: Evet senin odan da yepyeni olacak, benim mutfağım da...
Lili: Sen de bana kurabiye yaparsın yine,
Suzy: Yaparım.
Lili: Beraber onları satmaya gideriz.
Suzy: Satmak mı? Kurabiye mi? Kimse almaz ki, herkes evinde kurabiye yapabiliyor!
Lili: Alırlar anne senin yemeklerin çok güzel.
Suzy: (pek bi onurlandım, pes ettim.) Tamam satalım o zaman, ama nerede satıcaz kurabiyeleri?
Lili: Bankada! Orada milyorlanca (milyonlarca) para var!

Yorum yok!

13 yorum :

Şantiyenin Gülü (Tender Lady in the construction site) dedi ki...

zımbırtı daha büyük zımbırtııı :D

fatma artan dedi ki...

bayıldım muhabbetinize akıl küpü bu minikler. Benim patronumun lafı"doğuştan lise diplamalı bunlar" hakikaten de öyleler.

Tully dedi ki...

Süper ya nasıl güldüm anlatamam. Yerim ben onu nasıl şeker, nasıl akıllı bişey o öyle:)Allah uzun ömürler versin Suzycim...

.........n........ dedi ki...

O ağzını burnunu yesem de milyorlanca diyemese bi daaa sıpaaaa. :D analı kızlı ne güsel sohbet etmişiniz. Ama bence liliye bir kardeş olsa muhabbet daha güsel olur. Bence yaaniii. oabilir diye şeyettim ben. Olur mu olur valla. :D

Suzy dedi ki...

Şantiyenin gülü: Hahaaa, zımbırtı ne hala çözemedim ama ben!

Fatma: Lise, bilemedin üniversite, bazıları ise doktora yapmış biile olabilir... Bankada çok para var mesela kimsenin aklına orada kurabiye satmak gelmemiştir. Pazarlama taktiğine bak:D Direk paranın yatağına yönlendiriyor beni:D

Tully: Amin Tully, Amin:D Ben de kendi kendime gülüyorum geçen haftadan beri bunlara:D Çılgın yaw:D

neslinnce: ay, benim de yiyesim var o düğme burunu:D Lili'ye kardeş mi ahhh ah, bir işe girsem hemen; ama şimdi gelirse o kardeş bir daha sonsuza dek işsiz kalırım diye de korkuyorum. Yersiz mi acaba korkum bilmiyorum. Yine de 35 yaşını geçince bayanları işe almıyorlar öyle kolay kolay:( Hala ümidim var...

Tarkanın Annesi dedi ki...

son söz yorum yok hayal dünyalarını akıl sır erdirebilene madalyas vermek lazım bence ben daha o kadar eremedim:)32 yaşındayım bu arada ama hıhı onları anlayabilmek bilgeliğinde üstünde birşey gerektiriyor. Sen bankayı nasıl düşünebildin bu masal içinde yaaa LİLİ:=

Suzy dedi ki...

Tarkanın Annesi: Bankada milyorlanca para var ya işte, kurabiyeleri orada satarsak hazır para verecekler... Çözdüm ben ama buraya yazınca, demin okurken çözdüm. Kıssadan hisse, para nerde var bankada, o zaman para kazanmak istiyorsan bankaya git, hazır kazanılmışı var:D komik ama farklılar işte:D

gülümse dedi ki...

ay maşallah ya zamanın çocukları ne zeki şeyler öyle ya,bayılıyorum hepsine:)

Unknown dedi ki...

Ne gülüyorsun beyaaa çocuk paranın kaynağını çözmüş kurabiyeleri satacak yer de bulmuş sana en mantıklısından :) sen de yani zaten zımbırtıyı da bilemedin :)))

mihrican dedi ki...

ah bu uykudan kaçma sohbetleri... uzattıkça uzatıyorlar ve uzattıkça insanı daha çok şaşırtıyorlar. bizde oğlumla hep sohbet ederiz yatakta. gündüz anlatmadığı pekçok şeyi yatarken anlatıyor :))

Suzy dedi ki...

gülümse: hepsi mucize gerçekten...

Müge: valla, kurabiyeyi kaynağında sat en direkten! ZImbırtı ne ya harbiden!

mihrican: aynen, uyumamak için her şeyi yapıyorlar. Her seferinde de yemesek şu numaraları...

sevda s. dedi ki...

Akıllım yaaa, maşallah :) Milyorlanca para vara koptum, aslında hepsine koptum :)

Suzy dedi ki...

sevda s: öyle böyle değil, milyorlanca...