1 Tem 2014

Güneş gözlüğü arayışı derken...



Yeni bir güneş gözlüğü almaya karar verdiğinizde sadece modellerine mi bakarsınız?
Eğer cevabınız evetse aslında yüzünüze bir aksesuar arıyor olursunuz sadece. Çünkü bilimsel olarak güneş gözlüğü UV (ultraviole - mor ötesi) ışınları engelleme özelliğine sahip gözlüklere verilen addır.
Morötesi ışını dalga boyu 100 ile 400 nm arasındaki ışınıma denir. Göz, 400 ile 700 nm dalga boyları arasına duyarlıdır ve bunun dışındaki ışınımı algılayamaz. Görebildiğimiz en küçük dalga boylu ışınımı mor olarak algıladığımızdan, bundan daha küçük dalga boyuna sahip olan ışınıma "morötesi ışınım" adı verilir. Mor ötesi ışınımı gözlerimiz algılayamamaktadır.
Güneş gözlükleri sanıldığının aksine güneşin görebildiğimiz ışığından değil de, göremediğimiz esas zararlı olan mor ötesi ışınlarından koruma özelliği sayesinde göz hekimleri tarafından önerilmektedir.

Bütün bunları nereden mi biliyorum? Küçük bir araştırma yaparken karşıma çıkan bir siteden aldım bu bilgileri. Ben gözlük konusunu daha detaylı öğrenmek istediğim için  Central Hospital'ın Sitesi dikkatimi çekti öncelikle ancak sonrasında kendimi bir takım programları okurken buldum. 

Bir süre önce yeni komşularımla bu konuları tartıştığımız için de kendimi derinlemesine okumaktan alamadım bir türlü. Ne mi bu konular... Benim için gerçekten ilginç çünkü Tekirdağ'da yaşıyorum ve böyle hizmetler veren bir kurum, dernek ya da hastane filan yok. Bilen varsa minik bir yorumla beni aydınlatsın lütfen.


Gebe eğitimi, baba eğitimi, bebek bakım eğitimi hatta torunum geliyor eğitimi. Bence bu eğitimlerden geçmeden ve hatta bu eğitimlerden sertifika ya da bir çeşit diploma almadan çocuk yapmaya karar vermemeli aileler diyordum arkadaşlarıma. Yoksa bütün yük anneye kalıyor. Herkes panikliyor, babalar karakter değiştiriyor, anneanneler - babaanneler daha stresli oluyor ve anneye yükleniyor. Kaldı ki anne zaten hayatında kaç kere anne olabilmiştir ki... Annem çocuk bakımında çok tecrübeli olduğu için bizim ailemiz bu süreci kolay atlattı ancak her ailede durum böyle olmuyor maalesef. Henüz hamilelikte bile babalar şoka girebiliyor. Ya anneler, doğum sonrası bir takım, bebeğimi istemiyorum sendromlarını duymuyor da değiliz. Oysa bu ne güzel düşünülmüş bir fikirdir. 
Sitede çok hoş sürprizler var mesela geçmiş olsun dileğinizi on line iletebiliyor ya da hastanede yaptırdığınız tahlili sorgulayabiliyorsunuz. Hatta doktorunuza on - line danışabiliyorsunuz. Her şey bana birilerinin insana gerçekten değer verdiğini hissettiriyor. En çok da yukarıda bahsettiğim eğitimler bana bunu düşündürüyor. Minik bir insan dünyaya gelmeden onun için bütün aile eğitiliyor. Bu çok değerli ve saygı duyulası bir davranış. Belki devlet hastaneleri de fikir alır diye bir kez de ben değinmek istedim sitemde. Belki birileri okur ve 3 - 4 çocuk istiyorum derken bir de bu eğitimleri yaygınlaştırmak için adımlar atar. Olamaz mı dersiniz? Bence olabilir! Çünkü biz ve bebeklerimiz buna değeriz.

Tebrikler Central Hospital!

Not: Bu yazı ikiz bebeklere hamile, çok heyecanlı ve benim için çok sevgili bir arkadaşıma fikir olsun. Senin kadar ben de heyecanlıyım canım arkadaşım ve evet, gözlüğümü seçtim şekerim ;)

Hiç yorum yok :